Sultan Korkmaz Düzler
Kadına yönelik şiddet; Sağlık, hukuk, eğitim, gelişim ve her şeyin üstünde bir insan hakları sorunudur. Bu sorun dünyanın en yaygın, en az tanımlanan, gizlenen ve dile getirilemeyen evrensel bir sorunudur.
Ülkemizde de bu durum maalesef aynı şekildedir. Toplumsal kurallar olmasına rağmen, toplumsal baskılar kadının ikinci planda olduğu düşüncesi daha dünyaya geldiği anda erkek ve kız çocuklarının beyinlerine atfedilen bir durum haline gelmiştir.
Erkek çocuğun her şeyi yapması normal gösterilip yüreklendirilirken, kız çocuklarına ayıbı, susmayı, baskıyı kabul etmeyi öğreterek büyütülmüştür. Ülkemizde yaşanan son olaylara baktığımız da hepimiz derinden üzülerek neden kadına şiddetin bu kadar arttığını düşünüyoruz.
Erkek ve kız çocuğunun eşit haklarla yetiştirilmediği bir toplumda kadınlara şiddet her zaman ön planda olacaktır. Bu toplumsal sorunun çözülmesi için öncelikle anne-baba eğitimi çocuk yaşlarda okullarda başlamalı. Her birey büyürken bir gün anne baba olup aile kuracağını ve kendilerinin de yetiştireceği çocukları daha bilinçli yetiştirmesi gerektiğini öğrenmelidir. Tabi ki bu süreç ülke olarak uzun yıllarımızı alacaktır ama gelecek nesilleri daha düzgün yetiştirmek elimizde.
Anne baba okulları olmalı. Evlilik öncesi okullar olmalı. Evlenmeyi düşünen bireyler öncelikle bu okullar gerekli eğitimi almalı. Psikolojik olarak değerlendirilmeli bireyler eksik görüldüğü yerde her türlü psikolojik destek verilmeli. Şuana baktığımızda kadına yönelik şiddetin kanunlar önünde cezaların yeniden değerlendirilmesi de caydırıcı önerilerden biri olabilir. Ama öncelikle yapmamız gereken toplumsal olarak, yara almış zihniyetlerin iyileştirilmesidir.
“Kadınları geride bırakan toplum geride kalmaya mahkumdur” diyen Mustafa Kemal Atatürk ile “Kadınların hakkında Allah’tan korkun! Çünkü siz onları Allah’ın emaneti olarak aldınız” diyen Hz. Muhammed sözleri çağdaş, medeniyetler seviyesinin üstünde olmak isteyen bir toplum için hatırlanması gereken sözlerdir.
