Mahallenin orta yerinde, bir yoldaydı o ayakkabı…
Sahibi kimdi acaba? Ölmüş müydü yoksa?
Yoksa… Ruhunu mu almıştılar elinden? İntihara mı kalkışmıştı? Neydi bu ayakkabının hikayesi? Niçin bu denli yorgun duruyordu? Kim bilir belki 45 yılın bilinmez sırrını taşıyordu içinde… Taşıyordu üzerinde…
Bir çoğumuz belki basıp geçmiştik, belki görmemiştik. Ya da gördüğümüz halde burun kıvırıp geçmiştik… evet… burun kıvırıp geçmiştik..
O köhne sokakta , o köhne ayakkabının bir hikayesi olduğunu kim bilebilirdi.. Oysa her şeyin bir hikayesi vardı…
Rüzgarın…Kuşun… Ağacın… Ve gökyüzünün… Ve… Ayakkabının…
Belki hayalleri katledilmiş birinin ayakkabısıydı… Belki her şeyiyle sömürülmüş birinin…
Nasıl da köhne duruyor sokağın orta yerinde tüm köhneliğine rağmen… Son nefeslerini alıp verirken fark edilmek için çırpınıyordu… Belki bir intihara şahit olmuştu… Belki intihar etmişti…
Kim bilir o köhne sokakta belki bir adam , bir kadını sevmişti…
Belki kadın da başka adamı sevmişti…