içinde

Sabaha Karşı

Defalarca yazdım, gece sabaha karşı dörttü, belki beş. Ne önemi vardı vaktin, vakitsiz ayrılıklar sarmışken tenimi.

Uzun uzun yazdım, o kadar uzundu ki açtığım her kalemin ucu gibi ben de kırıldım, paramparça oldum, tozumu üfleyenim olmadı. Karaladım daha sonra, o sayfa yırtılana kadar. Sayfa yırtıldı, hemen ardından dağ gibi biriktirdiğim umutlarım. Saat sabaha karşı dörttü, belki de beş. Diyorum sana, ne önemi vardı vaktin, sarmışken tenimi dönüşü olmayan gidişlerin.

Bir ara Tanrı’ya ellerimi açtım, seni diledim. Yalvarışlar halinde adın dökülürken dudaklarımdan, mahcuptum. Özürlerim, adından daha ağır bastı sanki, seni hiç duymadı. Bu kapıdan girersin diye beklerken, saymadım kaç yumruk patlattığımı. Saat sabaha karşı dörttü, belki de beş. Ne önemi vardı vaktin, sarmışken tenimi sessiz haykırışlarım.

Pencereni gözledim, biraz çaresiz, biraz çocuksu bir heyecanla. Perdenin her hareketiyle zıpladı yüreğim. Hiç hesap edemedim evin başka bir odasında açık olan pencereyi. Oturduğumda o banka elimde ki şişe buz gibiydi, gözlerim daha aydınlık. O şişe ılıdıkça karanlığa gömüldü gözlerim. Çok güzeldim, keşke biraz gülseydin. Saat sabaha karşı dörttü, belki de beş. Ne önemi vardı vaktin, sarmışken tenimi yokluğunun dayanılmaz sarhoşluğu.

Tanıdık biriyle oturdum saatlerce, senden bahsettik. Anma onun adını, dedim. Dinlemedi. Anlattıkça anlattı, anlattıkça zaman ağırlaştı. Ne güzel günlermiş, ne güzelmişiz, ne de güzel gülermişiz… Yalana bak, dedim içimden. İnanamadım. Bu kadar yorgunluğun üstüne seni güzel günlerin içine sığdıramadım, ağırlaştın. Saat sabaha karşı dörttü, belki de beş. Ne önemi vardı vaktin, sarmışken tenimi yorgunluğun.

Vakti bilemem, sabaha karşı ya dört ya beş,
Artık seni de bilemem, kime yar, kime eş,
Ne önemi var vaktin,
Dokunduğunda çiçekler açan tenim, yürüyen bir leş.

Yazar Yaren Gece ÖZTÜRK

Siz Ve Biz Blog Editörü - Adana

Bir yanıt yazın

image

‘Hep Genç Kalacağım’ Diyen Bir Sabahattin Ali

yalnız-kalamazmıyım-hicran-bayram

Bir Nefeslik Yalnızlık Alamaz mıyız?