içinde

Oğullar Ve Rencide Ruhlar – Alper Canıgüz

“Beş yaş insanın en olgun çağıdır; sonra çürümeye başlar.”

Kitabın ilk cümlesi… “Beş yaşın böyle bir cümle de ne işi olabilir ki? ” diye düşünerek dönüp bir kez daha baktım. “Beş yaş mı yazıyor orada?” diye. Yani ilk cümleden sahip oldu kitap benim okur merakıma. Acaba ne demekti bu cümle? Nasıl açıklanmıştı?

Alper Kamu… Tam bir zehir hafiye, tam bir dilbaz, tam bir Şam şeytanı… Kendini kitabın ilerleyen bölümlerinde bakın nasıl ifade ediyor.
“Her gün birkaç saatini divanın altında geçiren, mahallenin delisini ruh kardeşi gören, gırtlağı kesilmiş bir ceset karşısında kılı kıpırdamayan, yirmili kızlar ile ilgili fantaziler kuran, silah ve alkole düşkün bir velet. Canavarın küçük bir çocuk olarak portresi! Yeniden doğmuş Rasputin.”

O kendini bu şekilde çok güzel ifade etmiş ama kitabın bu kısmına gelene kadar siz zaten Alper Kamu’yu o kadar sindirmiş olacaksınız ki “Ha işte ne güzel ifade etmiş, çocuk kendini biliyor.” diyeceksiniz. Ben bu kısımda sesli güldüğümü fark ettim. Çocuk kendini Rasputin’e benzetiyor. Daha ne olsun?

Annesine öfkeli…

Babasına üzülen…

Kurallara savaş açmış…

Tanrı ile kavgalı…

Haksızlıklara boyun eğmeyen…

Yetişkinlerinki gibi bir hayatı reddeden…

Nietzsche ve Dostoyevski okuyan, klasik müzik dinleyen…

beş yaşında bir çocuk Alper Kamu.

Aslında Alper’de bizler gibi sokakta oyunlar oynayan, mahalle arkadaşlığını sonuna kadar yaşayan, kavgalara karışan, mahalleyi karış karış tanıyan bir çocuk. Bu yönüyle bizlere çok benziyor. Bizler okuldan arta kalan zamanlarımızda mahallede buluşma noktasında birleşip yatsıya kadar oyun oynayıp kir pas içinde kalırdık. Alper’in mahallesindeki çocuklar da aynen bizim gibi ama Alper öyle mi ya?

Onun oyunları da hayatı sorgulamak için kavgaları da. Yalnızlığı da farklılığından öfkesi de. Büyüklere, kurallara, yetişkinlerin hayatı yanlış yorumlayıp harcamasına bütün tepkisi.

Alper Kamu’ nun kurallarla, haksızlıklarla meydan okumalarıyla devam eden kitap aşık olduğu genç kızın dizinin dibinde tam da hayatı yaşanılır bulduğu bir anda bir cinayete tanık olması ile yön değiştirir. Artık hikayemiz bir polisiyeye evrilir. Alper Kamu, o cin çocuk bir dedektife dönüşür. Zekasına bizleri hayran bıraktıracak çıkarımlar yapar. “Yok artık!” dedirterek “vay be!” ile kitabı bitirtir bizlere.

İşte böyle… Kitap biraz mizah, biraz polisiye biraz da fantastik olaylar içerebilir. “Bu kadarı da fazla! ” dediğiniz yerler olabilir. Sıkıldığınız birkaç sayfaya denk gelebilirsiniz ama yazar olayları anlatırken o kadar ince nükteler toplum eleştirileri yerleştirmiş ki paragrafların içine. Anlayana!

Söylemeden de geçemeyeceğim. Yazar kitabın adının hakkını vermiş.

Keyifle okumanız dileğiyle…

Yazar Mediha Dinçyürek

Tarih Öğretmeni - İstanbul
Okumasını bilirsen, her insanın bir kitap olduğunu göreceksin. - William E. Channing

Bir yanıt yazın

Kanaat

Kitabıyla ve Filmiyle Çizgili Pijamalı Çocuk