Hayat dostlarınızı hiç beklemediğiniz bir zamanda ve yerde karşınıza çıkarır.
Eşimin ilk görev yeri Bingöl’dü. Solhan ilçesi bize ömürlük dostluklar hediye etti. Cem ve Deniz onlardan bir çift. Eşim (tabi o zamanlar nişanlıydık) bir gün aradı ve beraber çalıştığı doktor arkadaşının arabasını almaya karar verdiğini söyledi. İyi güzel de o kadar parayı nereden bulacağız dedim. Burada bir arkadaş var Cem diye, “Sen arabayı al ben parasını veririm. Bankada kredim vardı, elime para geçti kapatacaktım. Kapatmayayım sana vereyim sen yavaş yavaş onu öde faizi de kalmadı zaten” demiş. Solhana gideli daha ne kadar olmuştu ki, hem ev arkadaşı olmuştu, hem de kendisi bile istemeden o kadar çok parayı kağıtsız küreksiz verivermişti ki bu bana tuhaf gelmişti.
Biz arabayı aldık ve bir süre sonra Cem’le tanıştım. Ya sen deli misin? O kadar para daha yeni tanıştığın birine borç verilir mi? dedim. Adamı güvenip evime almışım paramı niye vermeyeyim, borç veremeyecek kadar güvenilmez adamın evimde ne işi var dedi. Ders niteliğinde sözcüklerdi.
Çok yıllar geçti neler neler yaşandı. Evlendik birbirimizin düğünlerini gördük, çocuklarımızı hayırladık. Gülmeli ağlamalı çok anı biriktirdik. Biriktirmeye de devam ediyoruz. Umarım ömrümüz yeter de daha nicelerini biriktiririz.
Cem- Deniz Öztürk dostluk serüvenimize kattığınız bol gezmeli sohbetli anlar ve ev sahipliğiniz için çok çok çok teşekkürler.
Tek ki sevgi ola dostluk ola kardeşlik ola.
Tek ki insan ona verdiğin değere layık ola.
Bu arada Diyarbakır’a hiç söz söylemeden yazıyı bitirmek nankörlük olacak. Peygamberler şehri Diyarbakır. Seni nasıl anlatayım. Maneviyatını, doğal güzelliklerini, hanlarını, leziz yemeklerini, şehrin yeni Avrupai yüzünü, geleneksel ile modernin, tarihi mekanlar ile doğal güzelliklerin mükemmel birleşimini hangi sözle ifade edeyim. Bunu ancak görerek yaşayarak anlayabilirsiniz.
Sakın ha ben zaten görmüştüm yanılgısına düşmeyin. Her gidişimde ayrı bir şaşkınlık yaşıyorum değişimi ve güzelleşmesi karşısında. Hayran kalıyorum. Bence siz de bir tatilinizi denizden otelden yana değil Doğudaki güzelliklerimizi keşfetmekten yana kullanın.
Kültüre, tarihe, doğaya, lezzete doyun….