Modern Hayatta Mitolojinin İzleri

Selin ArasSelin ArasMitoloji12 saat önce

Bir zamanlar tanrılar gökten iner, insanlar onlara adaklar sunardı. Şimdi o tanrılar yok ama ritüellerimiz sürüyor. Yalnızca biçim değiştirdiler. Artık kurbanlarımız zaman, enerji ve dikkat. Her gün ekran başında geçirdiğimiz saatler, görünmez bir tapınağın önünde eğildiğimiz anlara benziyor. Modern çağın tapınakları artık mermer değil, cam ve metalden; tanrılar ise farklı adlar taşıyor. Ve o tanrılar hâlâ bizimle: Prometheus, İkarus, Medusa… Farkında olmadan onların hikâyelerini yaşamaya devam ediyoruz.

Prometheus tanrılardan ateşi çalıp insanlığa verdiği için cezalandırılmıştı. Bugün de yaratıcılığıyla dünyaya ışık taşımaya çalışan insanlar, benzer bir bedel ödüyor. Bir şey üretmek uğruna uykusuz kalan, ilhamın ateşini taşırken tükenen herkes biraz Prometheus’tur. Sanatçılar, öğretmenler, yazılımcılar, bilim insanları… Her biri kendi alanında bir ışık taşır. Ancak modern dünyanın zincirleri daha görünmezdir: sürekli üretim baskısı, bitmeyen performans döngüleri, tükenmişlik sendromu. Prometheus’un zinciri artık bir dağın yamacında değil, klavye başında, ekran karşısında duruyor. Yine de o ateş olmadan dünya karanlık kalırdı. Belki de asıl kahramanlık, yanmayı göze alarak ışığı taşımaktır.

İkarus balmumundan kanatlarıyla göğe uçmuş, ama güneşe fazla yaklaşınca düşmüştü. Bu hikâye, modern çağın da aynası. Bugünün İkarus’ları; sosyal medyada parlayan isimler, bir gecede ün kazanan fenomenler, hızlı başarıyı kalıcılıkla karıştıranlar. Kimi bir projede, kimi bir ilişkide, kimi kendi hayalinde fazla yükseliyor. Ve sonunda düşüyor. Ama belki de İkarus’un hatası yükselmek değil, hiç durmadan uçmayı istemesiydi. Uçmak hâlâ cesaret ister. Düşmek bile yaşadığını hissettirir. Günümüzde en büyük tehlike, hata yapmaktan korkup hiç denememek. İkarus bize hatırlatır: bazen yanmak, hiç uçmamaktan daha anlamlıdır.

Medusa ise bakışların lanetine uğramış bir kadındı. Onun hikâyesi çoğu kez yanlış anlaşılır. Oysa Medusa, bir tanrının zorbalığının ardından cezalandırılan bir kurbandı. Güzelliği ve gücü yüzünden “tehlikeli” ilan edilmişti. Bugün hâlâ “görülmek” hem ödül hem cezadır. Sosyal medya, modern dünyanın Medusa aynası haline geldi. Bir bakışla yüceltiliyor, bir yorumla taş kesiliyoruz. İnsanlar artık görünmek isterken yargılanmaktan korkuyor. Görülmenin bedeli hâlâ ağır. Ve bazen en sert bakışı kendimize yöneltiyoruz. Oysa kendini olduğu gibi göstermek, bugün bile en büyük cesaret.

Mitoloji aslında insanın iç dünyasının haritasıdır. Tanrılar gökten çekilmedi, sadece şekil değiştirdiler. Artık Zeus “sistem” oldu, Afrodit “beğeni sayısı”, Hermes “hızlı teslimat”, Apollon “verimlilik takvimi”. Tapınaklar değişti ama ibadet aynı: hayranlık, korku ve bağlılık. Dijital dünyanın gürültüsü arasında bile eski hikâyeler fısıldamaya devam ediyor: “Cesur ol, üret, dene, sev, kaybet ama anlamaya devam et.” Her kahramanın kaderinde bir yara var, ama o yara aynı zamanda ışığın girdiği yer.

Bugünün kahramanları artık savaş meydanlarında değil, sabırda, üretimde, kendin olabilmekte gizli. Bir öğretmen her sabah sınıfa girdiğinde Prometheus gibi ateş taşıyor. Bir girişimci fikrini savunurken İkarus gibi gökyüzüne bakıyor. Bir genç, korkmadan kendi tarzını paylaşıp Medusa’nın lanetini bozuyor. Kahramanlık artık büyük efsanelerde değil, küçük ama gerçek anlarda saklı. Belki de mitoloji hiç bitmedi; biz onun yeni sayfasında yaşıyoruz.

Prometheus’un ateşi bugün ekranlarda yanıyor, İkarus sosyal medyada yükseliyor, Medusa bakışlarımızda dolaşıyor. Farkında olmasak da hepimiz bir efsanenin modern versiyonunda rol alıyoruz. Ve belki de tanrılar hiç gitmedi — sadece isimlerini değiştirdiler.

Selin Aras

Edebiyat denemeleri, Kültür-Sanat, Kitap yorumları

Dinle00:00
1.0x

Yazıya yorum bırakın

Önceki Yazı

Sonraki Yazı

Takip Edin
Arama Trend
Rastgele Yazılar
Yükleniyor

Oturum açma 3 saniye...

Kaydolma 3 saniye...