Bazen dostluklar büyük bir kavgayla değil, küçük bir sessizlikle biter.
Bazı insanlar hayatına o kadar erken girer ki, ne zaman dost olduğunuzu bile hatırlamazsınız. Hep oradadır. Bir şekilde hep yanınızdadır. O yüzden bir gün uzaklaştığınızda, sebebini değil, o boşluğu anlamaya çalışırsınız.
Bizim hikâyemiz de öyleydi. Uzun yıllar süren, alışkanlığa dönüşmüş bir dostluk…
Birlikte gülmüştük, zor zamanlarda birbirimize yaslanmıştık. Hayat değişmiş, şehirler değişmişti ama biz sanki o eski hâlimizle kalmıştık.
Ta ki bir gün, hiçbir büyük olay olmadan, araya sessizlik girene kadar.
Aslında sebep önemsizdi.
Belki bir mesajın gecikmesi, belki küçük bir kırgınlık, belki de sadece hayatta farklı yönlere savrulmak.
Ama fark ettim ki, bazen dostluklar büyük kavgalarla değil, sessiz bir kopuşla biter.
O kopuşun içinde ne öfke vardır, ne suçlama.
Sadece kabullenemediğin bir uzaklık.
İlk zamanlar anlam vermeye çalıştım.
“Ne oldu bize?” diye sordum kendi kendime.
Ama sonra fark ettim, belki de hiçbir şey olmadı.
Sadece değiştik.
Hayat bizi farklı insanlara dönüştürdü, farklı önceliklere, farklı sessizliklere.
Belki ben hâlâ geçmişteki dostluğu tutmaya çalışıyordum, oysa o çoktan başka bir döneme geçmişti.
Bir noktada durdum.
Artık mesaj atmadım, sitem etmedim.
Çünkü bazı şeylerin açıklaması yoktur, olmasına da gerek yoktur.
Bazen dostluklar da tıpkı insanlar gibi büyür, olgunlaşır ve bir noktada kendi sessizliğini seçer.
Zaman geçti.
Artık aramızda bir konuşma yok ama bir kırgınlık da yok.
Sadece bir anlayış var:
her dostluk sonsuza kadar sürmez, ama her dostluk bir iz bırakır.
Ve o iz, zamanla bir sızıdan çok bir hatırlatmaya dönüşür.
Bugün dönüp baktığımda, ona kızgın değilim.
Hatta içten içe teşekkür ediyorum.
Çünkü o dostluk bana sadakati, sessiz kabullenişi ve veda etmenin zarafetini öğretti.
Belki artık arkadaş değiliz,
ama hâlâ onunla geçen o yıllar için minnettarım.
Çünkü bazı insanlar hayatından çıkmak için değil,
kim olduğunu hatırlatmak için gelir.
Ve belki de mesele, onların kim olduğu değil,
bizim artık kim olmadığımızdır.