Uzun zamandır çeşitli yerlerde karşıma çıkan tanıtımlarından sonra “Romantika” kitabını almak zorunda hissettim kendimi. Çünkü hakkında o kadar güzel yorumlar vardı ki; yok okuduğum en güzel aşk kitabıydı, yok üç sene etkisinden çıkamadım, yok bu kitabı okumayan biriyle evlenmeyin… tarzında bir sürü yorum vardı. Okumak farz oldu diyerek başlayıp bitirdim ama… Bende öyle etkiler bırakmadı açıkçası.
Şunu belirtmeden geçemeyeceğim, bu kitabı Turgut Özakakman’ın yazmış olduğuna kimse inandıramaz beni… Kesin bir isim benzerliği falandır (!)
Kuşaklar arası aşktaki değişikliklere, 1950-1960 yılları arasındaki çalkantılı süreçlere, ünlü ressamların eserlerine yer verilen bu kitabın anlatımı akıcı olduğu için bir şekilde sürükleniyorsunuz sayfaların arasında. Ama etik olmayan aşk mı, babasının yasak aşkının bilen bir kızın rahatlığı mı, ilişkileri olduğu halde birbirlerine “hocam” “canım” diye hitap etmeleri mi bilmiyorum ama bana biraz tuhaf gelen bir kitap oldu açıkçası. Tutucu bir bakış sergilediğimi düşünmeyin, kesinlikle böyle bir şey olmaz da demiyorum Ama hele ki o dönemlerde böyle cüret edilebilecek bir durum olur muydu hayal edemedim o kısımları.
Velhasıl, bu kitabı okumamış biriyle evlenebilirsiniz, bir şey kaybetmiş sayılmaz. Gerçi okumuş biriyle de evlenebilirsiniz, sorun yok. Hatta hiç evlenmeyebilirsiniz de… Evlenme kriterleriniz arasında olmasa bile okuma listenizde bu kitap varsa bana katılacak mısınız bakalım?
İyi okumalar.