Tıp ve edebiyatla ilgili kitaplardan bahsettiğimiz bölüme bugün, Prof.Dr. Doğan Şenocak’ın “Doktorluk Sanatı” kitabıyla devam edelim. Kitap, akıcı üslubu ve dolgun içeriği ile ilk satırlarından itibaren okuyucuyu alıp götürüyor.
Doktorluk Sanatı
Doğan kitap; 2018.
198 Sayfa. Yazarı: Prof. Dr. Doğan Şenocak.
Bu kitabı, okumayı seven aile hekimlerinden oluşan bir sosyal medya grubunda, İlker Erdemir’in önerisi ile sipariş edip okumaya başlamıştım. Normalde o hafta içi, rutin okuma ile bitirebileceğimi hesap ettiğim bu kitabı, bölümler halinde ve döne döne okuyarak ancak iki haftadan biraz uzun bir sürede bitirebildim. Esasında bir anı kitabı. Ancak anı kitabı kıstaslarını fazlasıyla aşan ve kimi zaman tıp tarihi ve kimi zaman da meslek ahlakı konularını da içine alan geniş yelpazeli bir kitap. Dolayısıyla bu eseri tek bir kelime ile tanımlamak olanaksız.
Öncelikle baskı kalitesi ve kitabın içeriğiyle oldukça uyumlu ön kapak resmi ile daha en baştan başarılı bir kitap olduğunu hissettiriyor. Arka kapaktaki yazar fotoğrafı konusundaki düşüncem bu kitap için de geçerli; arka kapakta o kitabın yazarına ait fotoğrafı, ben şık bulmuyorum. Benim genel yaklaşımım böyle ve bu kitapta her ne kadar oldukça küçük, siyah-beyaz ve estetik bir fotoğraf kullanılmış olsa da bu konudaki düşüncem aynı.
Yazarının bir kulak-burun-boğaz doktoru olması ve tıp tarihine atıfta bulunan metinlerin, örneklerin sıkça kullanılmasından dolayı bu kitabın okunması benim için pek keyifliydi. Ülkemizde, doktorların anı kitabı yazma konusundaki çekingenliğini de göz önüne alırsak, Dr. Şenocak’ın güzel ve keyifle okunan bir esere imza atmış olduğunu söylemek abartı olmayacaktır. Kitapta tıp eğitimi, felsefe, meslektaşlar arası ilişkiler ve mesleki özeleştiri gibi unsurlar yeterince ve etkin biçimde kullanılmış. Bu kompozisyon, kitabı değerli kılan en önemli özellik haline gelmiş. Kitap, yalnızca bir anı kitabı değil; emek verilmiş, harmanlanmış, başka kaynaklardan yararlanılıp yeni bir biçime sokulmuş ve üstüne yaşanmışlıklar eklenmiş nadide bir eser.
Özellikle tıp fakültesi öğrencilerinin çok istifade edeceği ve tıbbın yalnızca “teknik bilgiler yığını bir alan” olmadığını gösteren önemli bir kitap. Ancak okuyucuya yazarın anlatım biçimi biraz farklı gelebilir. Yazarın, uzun cümleler kurma konusunda maharetli olduğu gözden kaçmıyor. Bu durum kimi okur için ilk başlarda yadırgatıcı olabilir. Kimi yerlerde neredeyse bir paragrafı bulan cümleler bile mevcut. Uzun cümle okumaya alışkın okur için bu durum elbette bir sorun teşkil etmeyecektir. Ancak şahsen, bu eserin en zayıf noktasının bu uzun cümleler olduğunu düşünüyorum. Odaklanarak, dinç bir zihinle ve kendini vererek okumayı gerekli kılıyor.
Şenocak, meramını net biçimde ifade edebilen bir yazar. Bu yönüyle kesinlikle nev-i şahsına münhasır bir üslubu olduğunu söylemek gerekir. Kitabın başından sonuna kadar, tüm bölümlerde aynı yaklaşım egemen; hekimliğin “iyi” yapılması adına kafa yoran, başından geçen olaylardan dersler çıkarabilen ve bu yolculuğuna okuyucuyu da ortak eden bir anlatım biçimi. Bir tıp doktorunun, mesleki konularla alakalı genel okura hitap eden bir metin yazması zordur. Bu zorluğun esas nedeni mesleki terminoloji kullanımının sıradan okuru zorlamasıdır. Kitapta bu konu üzerine özel olarak çalışıldığı ve okuru yormayan ancak tıbbi uygulamayı da izah edebilen akıllıca bir dil kullanıldığı görülmektedir.
Doktorluk Sanatı’nda tıp sistemine genel bakış, sağlık hizmeti sunumunun eksik yönleri ve aşırı uzmanlaşmanın hastayı bir bütün olarak görmeyi engelleyen yanlarına temas edilmiş. Kitabın, özellikle tıp tarihinin kısa özetinin anlatıldığı sekizinci bölümü çok başarılı. Bu bağlamda, “Doğru doktorluk nasıl olmalı?” sorusuna kitabın sayfaları arasında cevaplar bulunmaya çalışılmış. Görebildiğim kadarıyla bu cevap arayışında gayet tatmin edici sonuçlara da ulaşılmış. Tıbbın “sanat” oluşuyla ilgili görüşe kalın bir şerh koysam da “Doktorluk Sanatı” kitabı, tıp ve sağlık sistemiyle ilgilenen herkesin okuması gereken bir eser. Prof.Dr. Doğan Şenocak, akıcı üslubu, incelikli mesajları ve derin mesleki tecrübesi ile son zamanlarda okuduğum en güzel kitaplardan birisine imzasını atmış.
Hocanın eline, yüreğine sağlık…