20 yıl hapis yattıktan sonra ”aaa hata yapmışız ya lan, aslında suçlu değilmiş” denilen mahkümler olur ya. İşte besin dünyasında bu madde tereyağıdır. Köyde dedem 85 inde hala her sabah tereyağını kaşıkla yerdi, at tepmeseydi, teke süsmeseydi ölmeyecekti hikayeleri aslında gerçek….
Düşünce ve bilim denizdeyiz… Çayınızı alın dalıyoruz.
Peki ne olmuşta bu adamcağaz hapiste yatmış. Efendim bir american başkanının (eisenhower) kalp krizi geçiresi tutmuş, nedendi? ne olduda bu oldu? diye araştırmaya tutuşmuşlar, dünyayıda gezmişler. Biz çok yağlı besleniyoruz ondan olmuşya lan bu deyip yağları kaldırıyoruz ve bize ana besinimiz karbonhidratlar olcak ağa deniliyor ..
Bilimin tek elle 10’luk enjektöre mavi kırmızı sıvıyı çekip öte taraftaki tüplere bızık bızık diye sıkıp yanan dönen bilgisayar ekranlarında yapıldığını sanan zavallı 2. 3. dünya ülkeleride geleneklerini terkedip, bu yeni yağsız karbonhidratlı protokollere biat ediyorlar. Ama obezite ve kalp hastalıkları artınca tereyağının faydalarına geri dönülüyor.
2014 yılında dünyada en bilinen TIME dergisi. ”Eat butter” diyor”” tereyağını yiyin woynn” demek..
1960-70 lerde bizim gibi 3. dünya ülkelerinde ise türküler yapılıyor. ”Zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman”. Tereyağı yemeyin margarine dayanırım, miniyi maxiyi çekerim, topraktan tarladan uzaklaşırım demek. Tereyağlıyı, zeytin yağlıyı yemezsen tarladan topraktan fistandan uzaklaşırsan, 65 yaşında kardiyoloji yoğun bakımın 45 derecelik yatağında ağzından boruyla solurken, elli yere kablo boru takarlar..
Neyse bilimsel mevzulara dönelim… Bu tereyağında başka pek bir gıdada bulunmayan oranlarda ve miktarda neler varmış, başlıyoruz….
A Vitamini: En kolay emilen formu
D Vitamini: Sadece kalsiyum emilimi, kemikleri güçlendirici değil aynı zamanda kanserden koruyucu, bağışıklık sistemini güçlendirici, depresyondan koruyucu, şeker hastalığından koruyucu.
K2 Vitamini: 1930’da diş hekimin biri belirli bir bölgede çocuklarda hiç diş çürüğü bulamıyor. Nedir ne değildir diye bakıyor ve hepsi sarı sarı tereyağı yiyor. Araştırıyor, bir madde var isimlendiremiyor ve adına ”activatör x’ diyor. 2000’li yıllarda bu maddenin K2 vitamini olduğu ortaya çıkıyor. K2 vİtamini matrix GLA protein diye bir maddeyi aktifleştirip damarlarda biriken kalsiyumu, eklemlerde kireçleme yapan kalsiyumu oralardan kemiklere yönlendiriyor. Hatta dünyada artık “kemik erimesi tedavisinde sadece kalsiyum ve D3 vitamini değilde K2 vitamini de verin, bakın sadece kalsiyum veriyorsunuz bunlar damarda birikiyor. kemik erimesi için extra kalsiyum alanlarda daha çok kalp krizi görülmeye başlandı” deniliyor. Damar icini tikayan plağın %20’si kalsiyum içeriyor…
Lahana turşusunda K2 Vitamininin menakinon -7 formu var ve daha uzun etkili. Bu hastalar hergün doğal lahana turşusu yemeli.
LAURİC ASİT: Bu da 12 karbonlu bir yağ asidi, yurtdışında ”monolarin” diye vücuttaki aktif formu var. Aman da ben çocuğuma hiç ilaç kullanmak istemem diyenlerin antibiotik. antiviral. antifungal olarak yan etkisi olmadığı için güvenle kullandıkları bir şey. anne sütünde de var. birde hindistan cevizi yağında var… yani mikropları öldürücü bir yağ türü. 12 carbonluda olduğu için depo edilmiyor. enerji olarak kullanılıveriyor zaten..
BUTIRIC ASİT: Bu da 4 karbonlu bir yağ (inek tereyağındaki özellilkle), değil emilip kana karışmayı daha barsaklara girer girmez barsak hücrelerince enerji kaynağı olarak kullanılıyor. Enterosit denen bu hücreler kendine geliyor..
WULZEN FACTOR: K2 vitamine benzeyen yanları var. Kireçleme yapan kalsiyumu eklemlerden kemiğe yönlendiriyor, artrit denilen eklem ağrılarına neden olan şeyleri geri döndürüyor.
OMEGA 3: Doğal gezen hayvan tereyağlarında çok yüksek oranlarda omega 3 var. Kalp damar sağlığından, bunamaya alzheimera kadar bir çok hastalıktan koruyucu. Normalde hücrelerde omega 6/3 dengesi. 1:1 ya da 2:1 olmalı, ama bu oran omega 6 tarafına 20-30 katlarda geziyor ve kişinin jel gibi akışkan hücre zarı, margarin gibi katı bir hale geliyor. Üzerindeki alıcılar çalışmaz olup hücreye gelen uyarıcı maddeler alıcıları tarafından tanımlanamayıp hücre içinde etkili maddeler oluşturulamıyor. Alışveriş kapıları çalışmıyor, insülin geliyor, alıcısı bozulmuş. Vücut; ne o ya neden insülin iş yapmıyor daha fazla insülin yollayın diyor ve al sana insülin direnci. Serotonin de aynı, depresyon oluyor. Testesteron vs… Bu mekanizmada en önemli etmenlerden biride omega 3’ü yeterince almak…
LESİTİN: Damarlara biriken kolllestrolü parçalayıp kan kolestrolünü düşürüyor.
CLA: Konjuge linoleik asit, otla beslenirse hayvan rumenindeki flora bakterisi ottan gelen linoleik asiti, konjuge forma çeviriyor. Bu maddede yağlanmaya engel oluyor (özellikle göbek bölgesinde). Lipoprotein lipazı baskılıyor ayrıca meme kanserinde özellikle koruyucu, nüksü önleyici en önemli maddelerden ve gıda takviye firmalarında mayıs haziran aylarında zayıflatıcı diye yok satıyor.
GLİKOSFİNGOLİPİDLER: Çocuklarda ishalleri azaltıyor, beyin sinir fonksiyonlarında faydalı.
İYOD: İyi emilen formda. troid fonksiyonları için gerekli.
Selenyum: Antioksidan. glutatyona yardımcı
Manganase: Osteoporozda kemik eklem ağrılarında ve bir sürü kimyasal reaksiyonu ateşleyici.
Krom: insülin çalışmasında etkili. şeker hastalığında faydalı
Çinko: Saymakla bitmez.
Bakır: Demirin kullanımında yardımcı..
Konunun en önemli noktasına geldik…
Yalnız bu tereyağı gezen hayvanın yağı olcak. Öyle 10 bin nüfuslu bir Trabzon İlçesinden (Vakfıkebir) tüm Türkiyeye yetecek limon sarısı masalsı tereyağlarından değilde, gezen hayvanların yeşil ot yediği zamanlardan.
Tereyağını kaça aldın geyiklerinde, 2 lira eksiğine alırsan madalya takacaklar havasında değil dağlarda yeşil ot yiyen hayvanların sarımtırak tereyağlarının kilosu kaç olursa olsun alınmalı.
Prof Dr. Kenan Demirkol diyorki. ”’Tereyağı dünyanın en iyi yağıdır gezen hayvan yağıysa. Dünyanın en kötü yağıdır bağlı hayvanın yağıysa.” 18 liralık kremaları karıştırıp yapılanlar damar tıkar. Çünkü içerisinde palmitik asit yüksek, omega 6 yüksek, cla çok az (5 de biri).
Çocuğunun 65 yaşında kardiyoloji servislerinde yatmasını istemeyen onun yerine o serviste doktor olmasını isteyen anneler; gezen hayvan ürünleri konusunda babaları dürtsünler. Babalar arar bulur. Tavaya atınca cıssss derken tüm apartmanı kokuya boğan, mayis temmuz arası şehirden yoldan uzakta yeşil ot yiyen hayvanların tereyağı olacak…
Ne için yaşıyoruzki şu dünyada, çorumuzun çocuğumuzun mutlu sağlıklı huzurlu yaşayıp gitmesi için değilmi…
Sağlıcakla kalın….