içinde

Taşın İçindeki Figürü Bulmak: Heykel

Heykel, sadece en eski sanat formlarından biri değil, aynı zamanda en fazla çeşitlilik arz eden ve en kalıcı sanat dallarından biridir. Bu sanat dalı Çin’de bulunan 128 metre yüksekliğindeki Buda İlkbahar Tapınağı gib dev heykellerden, ayrıntıları ancak mikroskopla görülebilecek kadar çok küçük yontulara kadar uzanır. Cro-Magnon insanının elinden çıkma oyulmuş minik mamut dişleri on binlerce yıl varlığını korumuştur. Antik dönemde yontulmuş zarif Yunan ve Roma şaheserleri dünyanın çeşitli yerlerindeki müzelerde sergilenmekte ve büyük ilgi görmektedir.

Modellemeye Karşı Yontma

Genellikle heykel sanatının ürünü olan eserler şu iki kategoriden birine girer: Modelleme ve yontma.

-Yontma-

Yontmacılıkta heykeltıraş büyük bir blok ya da toprak halindeki materyalle (taş, ahşap, metal, kil, balmumu vb.) işe başlar ve titizlikle uğraşıp fazlalıkları atarak, bitmiş eseri ortaya çıkarır. Bu üslup “rölyef” denen kabartma eserlerde de kullanılabilir. Rölyeflerde malzemenin sadece bir yüzü yontulup kabartılarak bitmiş suret, yüzeyden yüksekteymiş izlenimi yaratılır. Bu türün özellikleri Rushmore Dağı Anıtı’ndaki George Washington, Thomas Jefferson, Theodore Roosevelt ve Abraham Lincoln heykellerinin yüzlerinde görülebilir.

-Modelleme-

Öte yandan modelleme, heykeltıraş, materyalin bir ya da birçok parçasına şekil vererek eseri bitirmeye zorlar. Heykelciliğin bir eksiltme tekniği olan yontmadan farklı olarak modelleme, bir ekleme yöntemidir. Bu yöntemin avantajlarından biri heykeltıraşın hataların vahametini azaltması ve yaratım sürecinde eserin daha kolay biçimlendirilmesini sağlamasıdır.

Eski Heykeltıraşlar

Mağara resimleri ve beden sanatıyla birlikte heykelcilik kayda geçmiş en eski sanat formlarından biridir. Hohle Fels Venüsü diye bilinen dünyanın en eski heykeli, yaklaşık 35.000 yıl önce mamut dişinden oyularak yapılmıştır ve altı santimetre uzunluğunda bir kadın vücudunu gösterir. İlk heykel örneklerinin pek çoğu, konu olarak Venüs’ü işlemiştir. Bununla birlikte eski insanların elinden çıkma diğer sayısız heykel örnekleri, hayvanları, mitolojik yaratıkları ve hatta karmaşık sahneleri tasvir eder. Bu en sonuncusuna örnek olarak 13.000 yıl öncesine dayanan Yüzen Rengeyiği heykelini gösterebiliriz. Bu oyma eserde, iki ren geyiği art arda yüzmektedir.

Atalarımız küçük heykelcikler yontmak gibi mütevazı başlangıçlar yaptıktan sonra daha büyük işlere kalkışmışlardır. Büyük heykeller, zarifçe oyulmuş rölyefler ve yazı dilindeki ilk uğraşlar erken dönemde Mezopotamya’da hayat bulmuş ve Mısırlıların devasa abideler dikmesine vesile olmuştur.

Araçlar

Her ne kadar heykeltıraşların heykel yapımında kullanabileceği malzemelerin bir sınırı olmasa da tercih ettikleri bazı yaygın malzemeler vardır. Bu malzemelerin her birinin kendine özgü avantajları ve dezavantajları söz konusudur.

-Ahşap-

Yeryüzünde en yaygın bulunan yontma malzemelerinden biri olan ahşap heykel yapımındaki en gözde malzemelerden biri olma özelliğini korumaktadır. Ne yazık ki kolayca aşınıp çürümeye de bir hayli elverişlidir. Düzgün muhafaza edilmeyen ahşap oymalar uzun süre varlıklarını koruyamazlar. Ve muhtemelen ahşaptan oyularak yapılmış ilk heykellerin büyük çoğunluğu çok eskiden yok olup gitmiştir.

-Kil-

Belli oranlarda suyla karıştırıldığında kil, hem modellemeye hem de yontmaya elverişli olan ve kolayca şekil alabilen bir malzemeye dönüşür. Yüksek ısıya maruz bırakıldığında kilin fiziksel özellikleri büyük ölçüde değişir ve kil sert bir yapıya bürünür. Bu eşsiz özelliği çanak çömlek kolaylıkla değişik yapılar üretebilir ve daha sonra onları ısıtarak bitmiş objeyi daha dayanıklı ve kalıcı kılabilir.

-Metal-

Metalle heykel yapmanın başlıca yöntemine “döküm” adı verilir. Heykeltıraş önce bitmiş heykelin (genellikle kilden) içi boş bir kalıbını yapar ve daha sonra kalıbı sıvı metalle doldurur. Metal donduğunda kalıptan çıkarılabilir ve heykeltıraş eserine son rötuşları atarak istediği nihai görünüşü elde eder. Bu yöntemle en iyi sonuç küçük heykelciklerde alınırken Yunanlar modellerinin gerçek ebatlardaki bronz heykellerini dökmede bilhassa ustaydı.

-Taş-

Gerek Yunan gerekse Roma heykeltıraşlarının tercih ettiği malzemelerden biri olan taş, en dayanıklı, ama aynı zamanda çalışılması en zor malzemelerden biridir. Taşa elle kolay şekil verilemediği için heykeltıraş, keski ve çekiç kullanarak taşın kaba fazlalıklarını atarak objeyi ana hatlarıyla ortaya çıkarır ve daha sonra törpü, zımpara ve diğer araçları kullanarak rötuşlarla heykele son şeklini verir. Ne var ki heykeltıraşın yapacağı en ufak bir yanlış hesap, işe yaramaz bir ürünle neticelenebilir.

Yazar Erencan DURMAZ

Bir yanıt yazın

Foça ve Karataş

Gökyüzündesin Neslican Tay