Esrarlı, efsunlu, gizemli bir ezgiyle rüzgarın sesisini de arkasına alarak uzun uzun üflenen bir yan flütün ezgisini gözlerim kapalı yüzüm güneşe dönük bir durumda Akdeniz’in tüm iyot kokusunu derin bir nefesle içime çekerek dinliyorum.
Altın sarısı kumsalların alabildiğine uzanan göz alıcı parlaklığında turkuaz renginin durgunluğu, güneş ışınları üzerinde göz kırparcasına parıltılarla tüm sahili kaplamıştı. Esen rüzgarların onun tenine değip, tenime değmiş olması ihtimali içimdeki huzurun tek sebebi oluyordu.
Apollon tapınağının uzun ve haşmetli sütunları tüm ihtişamıyla arkamda dururken geçmiş çağların çığlıkları tüm sessizliğiyle yıkılmış kale surlarının arasından tüm insanlığa aşkı, sevdayı, sevgiyi, barışı anlatmak istiyordu.
Adının anlamı nar olan bereketi simgeleyen Side’nin Antik sözcüğünü eski Yunan ve Roma uygarlıklarından muhteşem heykellerinden almış olması bu şehre ayrı bir anlam katıp derin bir duygu silsilesi oluşturuyordu.
O varlığıyla Side’yi kutsamış bir kadın. Sesiyle Side’nin kimyasını
güzelleştirmiş bir ilahe. Aşka ,sevdaya dair şarkılarıyla
gönülleri fetheden bir pers prensesi. Kentin iklimindeki sihri arttırıp Side antik kent topraklarında tüm ihtişamıyla kente sanatsal bir ilham veriyordu.
Antik tiyatrodaki her basamağın dile geldiği oynanan trajedilerin, dramların, komedilerin izlerini taşıyan yıkılmış duvarlarında sanatın kokusunu alabilmek okunan şiirlerin şairane ruhların yansımalarını yıkık basamaklarında hissedebiliyoruz.
İşte o büyük buluşma Side, ben ve o. Üstü camla döşenmiş içinde heykellerin, sütunların, antik eserlerin olduğu derin, üç boyutlu sokakların üstünde gerçekleşti Side ben ve onun buluşması. Tüm güzelliklerin sevginin, saygının hoş görünün buluşması olmuştu Side, ben ve onun buluşması.