Tatil planlarının yapılmaya başlandığı şu günlerde komşu ziyareti yapmayı düşünenlere fikir verebilecek bir yazıyla karşınızdayız. Belki bir hafta sonu kaçamağı yapmak istersiniz… Sizleri Selanik ve Kavala’da neler bekliyor, birlikte bir göz atalım isterseniz.
Yunanistan’ın kuzeydoğusunda yer alan Selanik’i İzmir’e, Kavala’yı Kaş-Kalkan’a benzeteceksiniz. İzmir Kordon’a benzer sahil şeridine sahip Selanik’te rahatça yürüyebilir, dilediğiniz kadar fotoğraf çekinebilirsiniz. Sahil boyunca yürürken de görülmesi gereken belli başlı yerlerini görebilirsiniz.
Yunanca adı Thessaloniki olan Selanik’te kolay kolay başka bir dil göremezsiniz. Karşınıza çıkan heykellerde, kafelerdeki tuvaletlerde, turistik yerlerinde hep Yunanca açıklamalar var, İngilizcesi bile yok.
Taksiler çok pahalı değil ama gece tarifesi var. Ve büyük ihtimalle taksiciler Türkçe konuşmasalar da anlıyor olabilirler. O yüzden dikkat!
Atatürk’ün evi… Çok fazla anlam yükleyerek giderseniz tam bir hayal kırıklığı… Atatürk’ün anısına saygısızlık… İçi bomboş… Dört duvarla çevrili ruhsuz bir ev… Duvarlara yansıtılmış slaytlar… Konakladığı yerlerde bile yatağı muhafaza edilirken doğduğu iddia edilen evde hiçbir özel eşyasının kalmaması üzüntü verici. Tek güzel şey sizi karşılayan bal mumu heykeli… Tabi ki yine de içiniz kıpır kıpır geziyorsunuz orası ayrı…
Genel olarak şehirde kaos yok, gürültü yok, koşturmaca yok, otobüsler sakin… Krize rağmen insanlar mutlu, geç saatlere kadar sokaklarda rahatça dolaşan gençler huzurlu…
Cumartesi öğleden sonraları ve Pazar günleri mağazalar kapalı… Tatilinizi hafta sonuna getirecekseniz bu ayrıntıya dikkat edin.
Frappe… Soğuk kahvesi ile meşhur. Tadına bakmadan dönmeyin.
Diyelim ki bir frappe içmek için oturdunuz bir yere. Oturur oturmaz bir sürahiyle su geliyor önünüze. Adettenmiş. Suya para vermeden dönebilirsiniz Yunanistan’dan.
Restoranlarda porsiyonları çok büyük, sipariş verirken dikkatli olmak lazım. Yemekleri lezzetli, bize yakın bir mutfağı var ne de olsa. Özellikle dörde bölünüp atılmış domatesleriyle salatalarına bayılacaksınız.
Sirtaki geceleri çok eğlenceli, hem de ezgiler çok tanıdık. Kesinlikle yabancılık hissetmiyorsunuz. Onlar kendi dillerinde söyleyedursunlar, siz Türkçe eşlik edebiliyorsunuz. Biraz özgüvenle kendinizi sahnede Sirtaki yapmaya çalışırken bulabiliyorsunuz.
Uzo… Yunan rakısı… Sirtaki gecelerinin olmazsa olmazı. Denemeden dönmek olmaz elbette.
Şehrin gezilecek yerleri merkeze yakın, uzak diye göremediğiniz bir yer olmayacak. Aynı zamanda Osmanlı izlerini görebilirsiniz. Yolda her an bir hamam, kule ya da çeşmeye denk gelebilirsiniz. Mesela;
Beyaz Kule, Selanik’in sembolü olan bu kulenin 15. veya 16. yüzyıllarda Venedikliler tarafından inşa edildiği düşünülüyor. Kanuni Sultan Süleyman döneminde ise Mimar Sinan tarafından yeniden inşa edilen, 30 m yüksekliğinde 6 katlı olan kule, Osmanlı döneminde hapishane olarak kullanılmış. Yuvarlak planlı, denize nazır konumuyla bu güzel kule, ismini Osmanlı hakimiyetinden sonra 1878’de beyaza boyanmasından almış. Kulenin tepesine çıkıp şahane güzellikteki Selanik ve Ege manzarasının tadını çıkarın!
Aziz Dimitrios Kilisesi, 1988’den bu yana UNESCO Dünya Kültür Mirası olan yapı, simetrisi, oranları ve süslemeleriyle ünlü. Kilise Selanik’in en eski ve en güzel kiliselerinden biridir. 5. yüzyılda kentin azizi olan Romalı Dimitrios için yaptırılan kilise, Osmanlı döneminde freskleri alçıyla kapatılarak camiye dönüştürülmüş, 1913’te tekrar Yunanların eline geçmiştir.
Rotonda ve Galerius Kemeri şehrin merkezinde bulunan antik kalıntılar.
Selanik’in en ünlü, cıvıl cıvıl, rengarenk meydanı olan Aristotales Meydanı çok sayıda etkinliğin, festivalin ve Noel kutlamalarının düzenlendiği, birçok kültürel etkinliğe ev sahipliği yapıyor.
Hagia Sophia… Ayasofya veya Azize Sofya Kilisesi Selanik’te bulunan dini yapılardan biridir. Kilise olarak kurulup sonradan camiye dönüştürülen bu yapı, şehrin en eski yapılarından biridir ve UNESCO listesindedir.
Selanik Şemsiyeleri 1997 yılında Avrupa Kültür Başkenti Selanik için Giorgos Zongolopoulos tarafından yapılmıştır.
Vize gerekli… Eğer yeşil pasaportunuz varsa Yunanistan kısa bir tur için ideal bir yer ama bordo pasaportluysanız vize almanız gerekiyor.
Kesinlikle eğlenceli bir grupla gitmeniz tavsiye edilir. Kafa dengi, uyumlu bir grupla sokaklarında, sahilinde, cafelerinde çok eğleneceğiniz kesin…
Şapellere çok sık rastlayabilir, şanslıysanız kilisede bir ayinine bile tanıklık edebilirsiniz. Özellikle yol kenarlarında olan şapeller yolculuk sırasında ölenlerin anısına yapılır ve aslında bir nevi diğer yolculara da “dikkatli olun” uyarısı verirmiş.
Türkçe kelimelerin sonuna getirdikleri ek ile oluşturulmuş çok fazla kelimeye tanıklık edebilirsiniz. Hatta dolma bizim mi onların mı tartışmasına girebilir, “aaa bizim musakka burda da var” ,”cacıki” en sevdiğim gibi cümleler kurabilirsiniz.
Kavala’dan kurabiye almadan dönmek olmaz elbette. Her girdiğiniz yerde tadına bakabilir, beğendiklerinizden alabilirsiniz. Kavala’da Türk Lirası da geçiyor, demedi demeyin.
An itibariyle Euro 5.38 ama fırsat bulursanız da kaçırmayın böyle güzel bir geziyi… Gezilecek başka yerlerde tekrar buluşmak dileğiyle…
Yazıdan çok fotoğraflara odaklandım nedense. Zaten ben gezi yazıları okurken hep böyle olurum önce fotoğrafları incelerim ki hepsi şahane sonra da yazıyı okurum. Çok beğendim eline sağlık
Prag yazısı da yazayım mı sırf senin için 🙂 ah korona ahhh
Harikasınız