İyi Okumalar Sayın Seyirciler, İyi Seyirler Sevgili Okurlar..
Bir kitabı okurken karakterler, mekân ve olaylara kendimizi kaptırır, hayaller dünyasında yolculuğa çıkarız. Karakterlerle bir masa başında sohbete dalar, hayat hikayelerini onlardan dinleriz. Söylemek istediğimiz çok şey varken susarız ya bazen, onlar bizim adımıza konuşur, biz bir çizgi çekeriz cümlelerin altına…
O kadar yakınlaşırız ki kahramanlarımızla, kitap bittiğinde kırk yıllık dostlarımızdan ayrılmışçasına yalnızlığa düşeriz. Kitabı okurken farkında olmadan bir küçük tebessüm düşüverir dudaklarımıza. Bazen yapılır mı bu diye kavgaya tutuştuğumuz anlarımız da olmuştur tabi…
Heyecanla okunup biten bir kitabın ardından mutlaka filmi yapılmalı diye düşündüğümüz ya da acaba filme uyarlanmış mıdır diye araştırmaya koyulduğumuz anlar olmuştur.
Yazarın kaleminden dökülen sanatın ruhunu vizyonda yakalamak kolay bir iş olmayacaktır elbette. Etkisinde kaldığım kitapların filmlerini de izlemeye çalışan bir okur olarak iyi ki izlemişim dediğim ya da keşke izlemeseydim dediğim durumlar olmuştur. Bu göreceli bir durum olduğundan bunun kararını sizlere bırakıyorum.
Çoğunlukla okumanızı tavsiye ettiğim sinemaya uyarlanmış kitapları sıraladım bu bölümde. Bir kaç tane de hemen bu filmin kitabını okumalıyım dedirtecek güzellikte filmler. Edebiyat farklı bir tattır, sinema farklı… İkisinin buluşma noktası da biz sanatseverleriz.
Sizlere iyi okumalar, iyi seyirler…
1. Şeker Portakalı (Meu Pé de Laranja Lima)
Brezilyalı yazar Jose Mauro de Vasconcelos’un 1968 tarihli romanı.
Kitap Brezilya’nın Minas Gerais bölgesinde yaşayan fakir bir ailenin beş yaşındaki oğlu olan hayal gücü çok gelişmiş Zeze adlı çocuğun başından geçenleri konu edinir. Roman, Güneşi Uyandıralım ve Delifişek kitapları ile takip ederek bir seri oluşturur.
2012 yılında Brezilyalı yönetmen Marcos Bernstein yönetmenliğinde sinemaya uyarlanmıştır.
Kitabı okurken Zeze’nin hayat hikayesine gözyaşlarınızla tanıklık edeceksiniz. Bir çocuğun gözünden iyilik ve kötülüğü okurken, sevginin ve dostluğun gücünü filmde yüreğinizde derinden hissedeceksiniz.
2. Bülbülü Öldürmek (To Kill a Mockingbird)
Harper Lee’nin 1960’da yayınlanan Pulitzer ödüllü romanı. Roman, yazarın 1936 yılında, on yaşındayken yaşadığı bir olayı temel almaktadır. Lee, yaşadığı kasabanın civarında olan bu olayın ailesi ve komşuları üzerindeki etkilerini gözlemleyerek eserini oluşturmuştur.
Yazarın 2015 yılında yayınlanan son kitabı Tesbih Ağacının Gölgesinde, Bülbülü Öldürmek kitabının baş kahramanı Scout’un 20 yıl sonra yuvaya dönüşü ve çocukluğunda eşitlik, doğruluk ve adalet kavramlarıyla kişiliğinin yapı taşlarını oluşturan babası Atticus’un hayal kırıklığı yaratan değişimini anlatan kitabıdır.
1962 yılında senaryosunu Horton Foote’un uyarlayıp yazdığı filmi Robert Mulligan yönetmiştir.
3. Otomatik Portakal (A Clockwork Orange)
Eser 1960’lı yılların modernleşme ve değişim sancılarını yansıtırken, bireylerin ne kadar özgür veya baskı altında olması gerektiğini ve sonuçlarını sorgular. Bir grup gencin kurduğu çeteye İngiliz kara mizah anlayışıyla yaklaşan roman, yazıldığı dönem için oldukça iddialıdır. Direkt şiddet, uyuşturucu madde bağımlılığı vb. konular tüm yalınlığıyla işlenmiştir.
1971’de Stanley Kubrick tarafından beyaz perdeye aktarılan kitap, kült film klasikleri arasında hak ettiği yeri almıştır.
4. Kitap Hırsızı ( The Book Thief )
Avustralyalı yazar Markus Zusak tarafından kaleme alınmış roman, ilk olarak 2005 yılında yayınlanmıştır. Kitap Nazi Almanya’sında geçmekte ve son derece yoğun bir şekilde bu tarihte alınan notlar ile birlikte ölüm anlatılmaktadır. Ölümü anlatabilecek en iyi anlatıcının diliyle… 2. Dünya Savaşı’nın dorukta olduğu bu günlerde, bir üvey anne ve baba ile birlikte yaşayan genç Liesel ve evlerine sakladıkları Max için dünyada yaşanan tüm kötülüklerden uzaklaşmanın tek yolu, kitapların ve kelimelerin ikisine sunduğu hayal dünyası olacaktır ve ne yaşarsak yaşayalım hep bir umut vardır.
2013 Almanya- ABD ortak yapımı film, Brian Percival tarafından yönetilmiş ve müzikleri ile Oskar’a aday olmuştur.
5. Uçurtma Avcısı (The Kite Runner)
Afganistan doğumlu Amerikalı yazar Halit Hüseyni’nin (Khaled Hosseini) ilk romanı olan kitap 2003 yılında yayınlanmıştır.
Kitapta, Kabil’in Vezir Ekber Han bölgesinden bir Peştun olan Amir isimli çocuğun hikâyesi anlatılmaktadır. Amir, çocukluk arkadaşı ve süt kardeşi Hassan’a ihanet edişini unutamamaktadır. Hikâye Afganistan’da krallığın çöküşü, Sovyet işgali, ülkeden Pakistan’a ve Amerika’ya toplu göç ediş ve Taliban yönetimi gibi kargaşalı bir ortamda kurgulanmıştır.
ABD’li yapımcı Marc Forster tarafından çekilen film, 2007’de gösterime girmiştir.
6. Fareler ve İnsanlar (Of Mice and Men)
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar John Steinbeck tarafından yazılmış olan roman, ilk defa 1937 yılında yayınlanmıştır. İki gezgin çiftlik işçisi olan George Milton ve Lennie Small’un büyük bunalım (1929 Dünya Ekonomik Bunalımı) sırasında Kaliforniya’da yaşadıkları trajik olayları anlatır. İyilik ve kötülüğün izlerini bu kitapta yeniden göreceksiniz.
Fareler ve İnsanlar, ilk defa, yayınlandıktan iki sene sonra 1939’da sinemaya uyarlanmış, Lewis Milestone tarafından yönetilmiştir.
Eserin en son film uyarlaması, 1992 yılında Gary Sinise tarafından yönetildi. Gary Sinise filmde ‘George’ karakterini de canlandırmıştır.
7. Uçurtmayı Vurmasınlar
Feride Çiçekoğlu, 1951 yılı Ankara doğumlu yazar, 12 Eylül askeri darbesinin ardından dört yıl cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra cezaevinde tanıdığı bir çocuğun yaşamını anlattığı ikinci kitabı Uçurtmayı Vurmasınlar, 1989 yılında filme alındı.
Yönetmenliğini Tunç Başaran’ın yaptığı filmin çekimleri Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi ‘nde gerçekleşti. Film, 62. Akademi Ödülleri’nde Türkiye’nin yabancı dilde en iyi film dalında Oscar aday adayı olarak seçilmiştir.
Kitaplar filme uyarlandığında kitapta hissettiğimizi filmde yakalayamayız çoğu zaman. Ancak bu film duygusuyla fikirlerimizi değiştirecek türden.
Kitabın yazarının da dediği gibi, ‘Bir çocuğun gözlerinden duvarları kendi düşlerinde sorgulama olanağını daha fazla okura sunabilmek, filmin armağanı. Kitabın bu nedenle beyazperdeye gönül borcu var.’
8. Guguk Kuşu (One Flew Over the Cuckoo’s Nest)
Otomatik Portakal kitabını okurken bu filmden sahneleri anımsayıp, en yakın zamanda böylesi güzel bir filmin kitabını da okumalıyım diye düşündüm. Aldığı Akademi Ödülleri’nin hakkını verecek güzellikte bir film ve oyunculuk.
1962’de Ken Kesey tarafından yazılan aynı isimli romandan sinemaya uyarlanmıştır.
1975 ABD yapımı filmin yönetmeni Milos Forman’dır.
Guguk Kuşu, günümüz insanının toplumla çelişkilerini ortaya koyan bir başyapıt. Kimin dediği olacak? Toplumun mu, gönlüne göre yaşayanın mı? Bir akıl hastanesindeki özgür ruhlarla disiplin sağlamaya çalışan yönetim arasındaki mücadeleyi olağanüstü bir ustalıkla anlatmıştır Ken Kesey.
1976 yılında 9 dalda Oscar’a aday gösterilen film, En iyi erkek oyuncu Jack Nicholson; en iyi kadın oyuncu Louise Fletcher; en iyi yönetmen Milos Forman; en iyi film ve en iyi uyarlama dallarında oscar almıştır.
9. Kuyucaklı Yusuf
O zamana kadar öykü yazarı olarak bilinen Sabahattin Ali’nin 1937 yılında yayımlanan ilk romanıdır. Baş kahramanı olan Yusuf, Türk edebiyatının en romantik karakterlerinden biri olarak kabul edilir.
Feyzi Tuna’nın yönettiği ve senaryosunu yazdığı film 1985 yapımıdır.
Türk edebiyatının önemli isimlerinden olan Sabahattin Ali’nin eserleri, Azap Yolu (1967), Hanende Melek (1975), Kuyucaklı Yusuf (1985), Gramafon Avrat (1987), Hasan Boğuldu (1990), Devlerin Ölümü (1990) ve Kar Beyaz (2011) filmleriyle Türk sinemasındaki yerini de almıştır.
Kuşkusuz ‘Kürk Mantolu Madonna’ nerede dediğinizi duyar gibiyim. Buradan müjdeyi veriyorum. Sabahattin Ali’nin 1943 yılında yayımlanan ve uzun zamandır çok satanlar listesinden inmeyen romanı Kürk Mantolu Madonna sinemaya uyarlanıyor.
10. Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
Distopya denilince akla gelen ünlü romanlardan biri olan 1984, George Orwell tarafından kaleme alınmış politik bir romandır.
Romanın distopik dünyasında totaliter bir merkezi tek partinin yönetiminde korku, propaganda ve beyin yıkama ile halk ve hayatı manipüle edilmektedir. Roman daha sonra ünlenecek Büyük Birader ve Düşünce Polisi gibi kavramları içermektedir. 20. yüzyılın en etkili romanlarından biri olmasının yanı sıra satış anlamında da çok başarılı olmuştur.
1984 yılında vizyona giren bir İngiliz filmi olan Bin Dokuz Yüz Seksen Dört’ün yönetmen koltuğunda da Micheal Radford oturmaktadır.
Bir kitabın ya da filmin reklamını en iyi yapan kuşkusuz okuru ve izleyicisidir.
Dost sohbetlerinizde güzel duygularınızın yanında paylaşabileceğiniz nadide kitaplarınız, film izlemeye karar verip saatlerce düşünmek zorunda kalmayacak kaliteli bir film arşiviniz olsun.
Sevgiyle kalın, sanata değer katın.
faydalı kitaplar yazara teşekkür ederiz