içinde

Öğretmenine Soru Sor

Ailelerin çocuklarında en çok görmek istedikleri özelliklerden birisidir özgüvenli olmaları. Öyle ki bir çok aile sırf bu özgüveni nasıl sağlayacağını bilmediği için hatalı uygulamalarıyla çocuklarını şımarık ve bencil yaptılar.

Oysa bunu sağlamanın gerçekçi ve kolay uygulanabilir yolları da mevcut. Bugün onlardan birine değineceğim.

Çocuğun soru sormasına fırsat vermek.

Çocuğun özgüvenli olması temelde kendisini güvende hissetmesi ile alakalıdır. Güvende hisseden çocuk korkusuzca düşüncelerini (saygısızca değil lütfen karıştırmayalım) ifade edebilir ve en önemlisi korkmadan soru sorabilir.

Güvende hisseden çocuk soru sormanın merak etmenin yanlış, utanılacak, kızılacak bir şey olmadığını bildiği için, soru sormanın öğrenmenin bilgiyi keşfetmenin yolu olduğunu bildiği için aklına takılanları bir yetişkine kolaylıkla sorabilecektir.

Oysa anne babalar hayatın getirdiği gerek fiziksel gerek ruhsal yorgunluklarla o kadar tahammülsüz olabiliyor ki çocuğun sorularını ya kısa cevaplarla geçiştiriyor ya da bir iki sorudan sonra amma da çok soru sordun yeter mealinde cümlelerle çocuğu susturuyorlar.

Halbuki soru sorabilmesi çocuğun hem özgüven kazanması hem gelişimsel ve akademik ilerlemeleri bakımından o kadar değerlidir ki.

Bunun için gerek ev ortamında gerekse okul yaşantısında çocuk sık sık soru sormaya teşvik edilmelidir.

Çocuğun soru sorması sınıf ortamında en etkin ve masrafsız öğretim metodudur aynı zamanda. Ama biz öğretmenin soru sorup çocuğun cevap verdiği bir sistem içerisinde büyüdüğümüz için maalesef bu alışkanlığı değiştirme yolunda adım atmıyoruz.

İşin içerisinde bir de bazı öğretmenlerin sahip olduğu çocuğun sorusunu bilememe kaygısı eklenince çocuğu soru sormaya teşvik etmek neredeyse imkansız hale geliyor.

Halbuki aslında öğretmen de olsa anne baba da olsa hiç kimse her şeyi bilmek zorunda değildir. Esasında bilemez de zaten.

Bilgi öyle bir insanın topyekün sahip olabileceği statik bir şey değildir ki. Zaman içerisinde bilime paralel olarak değişim ve gelişime uğrar. Aksi halde koca Sokrates “en iyi bildiğim şey hiç bir şey bilmediğimdir” der miydi?

Hem ne güzel çocuklar kendi gözlerinden gördükleri dünyaya ilişkin sorular sordukça çocuk anne baba öğretmen hep birlikte gelişmez miyiz?

Ülkede tuhaf tuhaf bir sürü şey akım oluyor ya bir akımda biz başlatsak.

Çocuklarımız ger gün ailelerine merak ettikleri bir soru sorsalar. Her gün bir soru da öğretmenlerine sorsalar… hatta öğretmenine soru sor zamanı olsa anaokulundan başlayıp eğitimin her kademesine yayılan.

Bazı arkadaşlar ama saçma sorular sorabilirler boş zaman kaybı olabilir diye düşünebilirler.

Evet başlangıçta adapte olana kadar ne soracaklarını bilemeyebilir sırf soru sormuş olmak için tuhaf sorular sorabilirler ama emin olun zaman içerisinde soru kalitesinde de çocuğun düşünme becerilerinde de özgüveninde de büyük bir artış olacaktır.

Sonrasında bakın nasıl kendisini ifade edebilen sorgulayan özgüvenli yetişkinlere dönüşüyorlar.

Tabii biz toplum olarak soru soran araştıran sorgulayan insanı ne kadar seviyoruz o da ayrı bir tartışmanın ayrı bir yazının konusu olabilir…

Ama sevgili öğretmen arkadaşlar bu ucuz ve kolay yöntemi bence siz hiç kaçırmayın bırakın öğrencileriniz öğretmenlerine bir soru sorsun bıkmadan usanmadan hem de her gün…

Anne babalar sizde çocuğunuz okuldan geldiğinde kalıplaşmış bugün ne öğrendin yerine bugün öğretmenine ne sordun diye sorun. Üstüne bugün benim için hangi soruyu hazırladın merak ettim doğrusu deyin…

Zor olmasın ama diye espiri yapın, bilemeyince açık yüreklilikle söyleyin.

Başka bir gün kendisine sorulan bir soruyu bilemediğinde bunun da olağan olduğunu dünyanın sonu olmadığını görsün ezilip büzülmesi.

Bilemediğiniz soruları birlikte araştırın ki sizi model alıp araştırmayı öğrensin. Okul öncesi ve ilköğretim düzeyindeki çocukların öğretmenleri sizin dokunuşunuzun çocuk üzerindeki etkisi tartışılmaz.

Unutmayın o gün sınıfınızdaki çocuklardan biri bile size hiç soru sormamışsa bir şeyler eksik demektir sizin işiniz bitmiş, son ders çıkış zili çalmış sayılmaz.

Yazar Neslihan SALTALI

Doçent Dr, Okul Öncesi Eğitimi - Ordu
Kitapları
-Çocuk Hakları ve Koruma

Bir yanıt yazın

Senden Önceki Ben

Dünya Yalnızken de Güzeldir