Afife Jale’yi az çok herkes tanıyor; ilkler önemlidir zira. İlk Müslüman kadın tiyatrocu oluşu onun hakkında çoğunluk tarafından bilinen tek bilgi. Neyse ki son dönemlerde Fi dizisiyle yeniden hatırlanmış ve hayatı merak edilir olmuştu. Ama yine de dramatik bir hayatı olduğunu, oyuncu olmak için çektiği zorlukları, aşklarını, yaşamının hazin sonunu hiç birimiz bu kadar derinlemesine bilmiyorduk elbette. Ta ki bu kitaba kadar…
Kitaplarında hep önemli isimlerin yaşamlarına yer veren Osman Balcıgil bu sefer de Afife’yle karşımıza çıkıyor ve hem oyuncu hakkında hem de yaşadığı dönem hakkında fikirler veriyor okuyucuya.
Yazarın dili önceki kitaplarında olduğu gibi akıcı… Tek eleştirim gereğinden fazla uzatılmış bazı kısımlar, aynı cümleler, aynı olaylar birkaç kez tekrarlanmış. Ama yine de okunası bir kitap olmuş. Sayfalar altında verilen dipnotlardaki bilgiler ise çok faydalı.
Müslüman kadınların sahneye çıkmasının yasak olduğu düşünülen dönemlerde büyük bir cesaretle, babasını bile karşısına alarak, hatta annesi ve babasının ayrılmasına neden olarak başlamış Afife’nin sahne hayatı… Keşke çektiği bu sıkıntılara değseymiş, orası ayrı… Allah vergisi yeteneği olan, çocukluğundan beri bütün tiyatro metinlerini ezbere bilen bu kadına doyasıya sanatını icra etme şansı neredeyse hiç verilmemiş. Üstüne üstlük bu uğurda nelerini kaybetmiş Afife, nelere bulaşmış, bir nevi sonunu nasıl hazırlamış hepsi kitabın detaylarında saklı…
Tutkusunun peşinde gitmek uğruna Afife Jale’nin hayatını nasıl mahvettiğini, çocukluğundan beri sevdiği teyzesinin oğlu Ziya’nın evlilik teklifini neden reddettiğini ve her ikisinin de bundan dolayı nasıl savrulduğunu, daha sonra “Bir bahar akşamı rastladım size” diye kendisine şarkılar yazan Selahattin Pınar’la evliliği ve ayrılma serüvenlerini, unutulduğunu düşündüğü zamanlarda ilk Müslüman kadın tiyatro oyuncusu olmakla avunduğunu ve avunacak başka uğraşlar bulduğunu hüzünle okuyacaksınız. Özellikle son sayfalarda gözleriniz dolarak okuyacak, boğazınızda bir düğüm oluşacak. Zira Darülaceze’de öldü demesinler diye bir akıl hastanesinde geçirilen yıllar ve cenazede tabutu taşımak için çevreden bulunan dördüncü bir adam ile sona eren kısacık bir hayat öyküsü sizi darmaduman edecek.
Keşke hayat tiyatrosunda daha başarılı olsaydın Afife, keşke mutsuzluk odaklı değil de mutluluğa çabalasaydın, keşke sana uzanan elleri geri çevirmeseydin… Bir solukta okuyup bitirmek isteyeceğiniz bir kitap…
İyi okumalar…