içinde

İş Güvenliği ve Müzik

Şaşıracağınızı düşündüğüm bir konu hakkında araştırma yaptım ve bunu bu yazıya döktüm.

Bir müzisyen olarak müziğin hayatımızın her aşamasında bize gerekli olan enerjiyi nasıl verebildiğini hep merak etmişimdir. Etkilerinin ise bildiğimizden fazla olduğunu tahmin ediyordum. “İş yerlerinde çalışırken biz ve çalışanlar ne tür müzik dinlemesi gerekiyor?” diye bir sorudan yola çıkarak yaptığım incelemeyi sizler için paylaşıyorum. Müziğin iş sağlığı ve güvenliğindeki yerini hep merak etmişimdir. Meğer müziğin, öğrenmeden odaklanmaya kadar birçok etkisi varmış meğer…

Beynimizin ürettiği beş çeşit beyin dalgası mevcut ve neredeyse müzik notaları gibi çalışıyorlar. Bazıları düşük diğerleri yüksek frekanslı bu dalgalar birlikte uyum yaratma gücüne de sahip. Düşüncelerimiz, duygularımız ve hislerimiz mükemmel bir dengede, etrafımızdaki her şeye odaklanmış ve açık bir durumda.

İnsanları belirli bilinç durumlarına sokmak için belirli beyin dalgalarını harekete geçirebilen biyo-geri bildirim makineleri hakkında çalışıyorlar. Burada dikkatlice adımlar atılmalı diyorum neden olduğunu ise birazdan açıklayacağım.

Paul Cézanne diyor ki; “Göz kavrar beyin ise o şeye şekil verir.”

Beyin dalgalarımız söz konusu olduğunda, sağlık ve mutluluğun anahtarı, her birinin kendi sıklıklarında ve optimum seviyelerinde çalışmasına izin vermesinde yatar. Ayrıca statik olmadıklarını da unutmamalıyız. Bu durum daha çok yaşlandıkça değişiyor. Dolayısıyla, daha iyi odaklanmak için Beta dalgalarını ya da daha iyi ruh sağlığı için Gama dalgalarını eğitmeye çalışmak faydasızdır.

Gerçek şu ki, hiçbir beyin dalgası türü diğerinden daha iyi veya daha fazla “özel” değil. Hepsi önemli, çünkü bunlar nöronlarımızın ve zihinsel durumlarımızın elektriksel aktivitesinin sonucudur.

Farklı Beyin Dalgaları

Şunu biliyoruz ki beyin elektrokimyasal organdır. Nörologlar, tüm sinir hücrelerimizin aynı anda aktif hale gelmesi durumunda, bir ampulü açmak için yeterli enerjinin olacağını açıklıyorlar. Çok şaşırtıcı değil mi!

Bu elektriksel aktivite, farklı beyin dalgalarından sorumlu olandır. Her aktivitenin, zihinsel durumun ve düşüncenin bir çeşit beyin dalgası yayabildiği karmaşık, büyüleyici ve fevkalade bir süreçtir.

Gün boyunca, beynimiz beş çeşit beyin dalgasını aktif tutar. O sırada ne yaptığımıza bağlı olarak, bazı beyin dalgaları beynin bazı bölgelerinde daha aktif olacak, diğerleri ise diğer alanlarda daha az aktif olacak, ancak hiçbiri kendi başına “kapalı” olmayacaktır.

Örneğin; Alfa dalgalarımız bir noktada frontal lobunuzda yoğun olarak aktif olabilir, bu da bizi biraz endişeli hissettirecektir. Bununla birlikte, oksipital alandaki bu aynı Alfa dalgaları ideal bir rahatlama durumu anlamına gelecektir. Bu nüanslar bir şeyleri akılda tutmak için iyidir. Şimdi farklı beyin dalgalarına ve ne yaptıklarına bakalım.

1. Delta Dalgaları (1-3 Hz)

Delta dalgaları en büyük dalga genliğine sahip ve derin ama rüyasız uyku ile ilgilidir. İlginç bir şekilde, bebeklerde ve küçük çocuklarda çok yaygındır. Yaşlandıkça, ürettiğimiz bu beyin dalgalarının daha azını elde ederiz. Uykularımız ve rahatlama kabiliyetimiz yıllar içinde elbette giderek daha da kötüleşiyor. Genel anlamda, Delta beyin dalgaları kalp atış hızınızı ve sindiriminizi düzenlemek gibi bilinçsiz vücut aktiviteleri ile ilgilidir.

*Delta beyin dalgaları bir elektroensefalogramda (EEG) çok yüksek zirvelerde ortaya çıkarsa ne oluyor biliyor musunuz? Beyin hasarı, öğrenme güçlüğü ve hatta ciddi DEHB belirtisi olabilir. (DEHB: Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu)

*EEG’de diplerde görünürlerse ne oluyor peki? Kötü uykuyu!

*Sağlıklı bir delta dalgası seviyesi ise çok ilginç bir şekilde bağışıklık sisteminizin, uykunuzun ve öğrenmeniz için son derece iyi olduğu ortaya çıkıyor.

2. Teta Dalgaları (3.5-8Hz)

Bu ikinci tür beyin dalgaları ise; 3.5 ila 8 Hz arasında ve çoğunlukla hayal gücü, düşünme ve uyku ile ilgili. Eğlenceli ve gerçek olan Teta dalgaları, çok derin duyguları yaşadığımızda daha aktiftir.

Örneğin; çok fazla enerji harcayan bir iş ya da işi yapıp bitirdiğimizde, rahatladığımız ve hayal gücümüzün uçmasına izin verdiğimiz zamanlarda Teta dalgaları beynimizde kontrolü ele geçiriyor.

*Teta dalgalarının yüksek olması, bir depresif bozukluk ya da dikkat eksikliği ile ilişkili olabiliyor.

*Düşük olması ise anksiyete, stres ve düşük duygusal öz -farkındalığa karşılık geliyor.

*Teta seviyesinin sağlıklı bir seviyesi, yaratıcılık, duygusal bağlantı ve sezgi için iyi.

3. Alfa Dalgaları (8-13Hz)

Alfa dalgaları, ara sıra sakin, ancak uykuda değilken, alacakaranlık zamanlarında ortaya çıkıyor. Rahat ve meditasyon için hazır olduğumuz zamanlarda yani… Kanepede olduğumuzda televizyon seyrederken ya da yatakta dinlenirken, ama uykuya dalmadan az önce.

*Yüksek düzeyde bir Alfa dalgası bizim odaklanmamıza engel olabilir ve hatta enerjimiz olmadığını hissettirebilir. (Tükenmişlik)

*Düşük Alfa dalgaları ise; anksiyeteye, strese ve uykusuzluğa karşılık geliyor.

4. Beta Dalgaları (12-33Hz)

Şimdi düşük/orta beyin dalgalarından daha yüksek bir seviyeye geçtik. Artık yoğun nöronal aktiviteden gelen daha yüksek frekanslarda bulunuyoruz. Karmaşık olduğu kadar çok ilginçler. Tam dikkatimizi vermişken, çok uyanıkken ve uyaranların uyanışıyla ilgili zamanlarla ilgilidirler.

Araba sürmek, sınava girmek ve sunum yapmak gibi aktiviteler buna iyi örneklerdir. Bununla birlikte, nöronlarımızın aşırı aktivasyonu, zararlı boyutta anksiyete ve strese yol açabilir.

*Öte yandan, düşük seviyede Beta dalgaları, aşırı rahat, rahat, hatta depresif bir duruma yol açacaktır.(Tembellik)

*İdeal düzey, daha açık ve odaklanmış olmamıza yardımcı olur. Sorunları çözmek için en iyisi budur.

5. Gama Dalgaları (25-100Hz)

“Gama” kelimesini duyduğunuzda, akla ilk gelen şey, uzun dalga boyları ve yüksek elektromanyetik radyasyonları ile ünlü gama ışınlarıdır. Gama dalgaları ve gama ışınları sadece ortak olan tek bir şeye sahiptir: o da çok yüksek frekanslar.

Nörobilimciler şimdilerde gamma dalgaları hakkında daha fazla gerçekleri öğrenmeye başlıyor, ancak son zamanlara kadar onlar hakkında çok az şey biliniyordu. Ayrıca, onları bir EEG’de yakalamak çok zordur. Talamustan köken alırlar ve beynin arka kısmından inanılmaz bir hızla ilerlerler.

*Gama dalgaları, üst düzey bilişsel işlem görevleri ile ilişkilidir.

*Öğrenme tarzımız, yeni bilgi edinme kabiliyetimiz, duyularımız ve algılarımızla ilgilidir.

*Örneğin; zihinsel sorunları olan veya öğrenme güçlüğü çeken insanlar, Gama dalgası aktivitesinin yarısından daha azına sahip olma eğiliminde.

*Gama dalgalarının yüksek zirveleri mutluluk durumlarında görülür.

*REM uyku fazı ayrıca bu frekans aralığında yüksek düzeyde aktivite ile karakterize olma eğilimindedir. (REM: Hızlı Göz Hareketli Uyku)

Sonuç olarak, farklı beyin dalgalarını öğrenmek, zihinsel süreçlerimizin, duygularımızın, faaliyetlerimizin ve davranışlarımızın beynimizde “enerji” ürettiğini anlamamızı sağlar.

İşyerlerinde yapılan işe göre dinlenen müziğin frekansları ile beynimizin ürettiği dalgalar ile eşleştiğinde muazzam bir etki çıkması lazım ortaya. Yüksek dikkat gerektiren bir işi yapan ile ofis ortamında çalışanların dinlediği müzik aynı olamaz elbette. Ya da çok kaygılı ya da çok stresli birinin dinlediği müzik bu anlattığımıza dikkat ederek tercih edilmelidir.

Böylece kaygımız bize karşı değil, bizim lehimizde çalışır.

Yazar İrfan SAYAR

Öğr.Gör., Maden Mühendisi, İş Güvenliği Uzmanı, İSG-SEN Genel Başkanı, Yazar
Kitapları
-İnsan Hayatı
-Çocuklarla İş Sağlığı ve Güvenliği

2 Yorum

Yorum Bırakın
  1. Bursa Yıldırım kent değişimi projesinde taşeron firmanın IGU’suyum. Devlet işletmesi olduğundan asker ruhumuza uygun disiplone zıt bulunmuştu, firma çalışanlarından birinin türkü söylemesi

    • günümüzün çok saatini çalışarak geçiriyoruz. bu yüzden müzik o zamanlarda da olmalı. ancak dinlemek başka söylemek başka etkiler oluşturabilir.

Bir yanıt yazın

Karanlıktan Aydınlığa

Birbirimize Uzak Hayatlar Yaşıyoruz