içinde

HA(e)Y(h)AT

“Beklentilerinizin fazla olması yere çakılma şiddetinizi belirler.” Nietzsche

“Bu hayatta mutlu olmanın yolu, beklentiyi küçük tutmaktır, yoksa kanatlarından vurulmuş kuşa dönersin” Sabahattin Ali

İki birbirinden ayrı ama aynı cümle…

Birden değişiveren duygu durumlarımızın en yalın ifadesi.

Kendimizi birden bire beliriveren ama bağıra bağıra gelen depremlere hazır hissetmeyişlerimizin yüze çarpan tokadı…

Çok inanıp çok aldandığımız, çok koşup boş sandığımız yolların heyyulası.

Çekip gitmelerle vurup ezmeler arasında kalışlarımızın kararsızlığı…

Hepsi bir yerlerde toplanıp birden üzerimize zıplayıveren çekirgelerin arsız zamansız buluşması.

“Hamamböceği teorisini okuduğum da öfkelerimin, sana saldırmalarımın ve sardırmalarımın asıl nedenini anladığım gibi özlemlerim…”

Kızgınlıklarım, o senin dediğin “evi terk i diyar ettikten sonra ki değişimlerimin nedeni…

Sen, var bişey dedikçe, benim yok bişeye inandırdığım aptal beynim…

Bu bir hikaye değil….

Bu bir arınma.

* Restoranın birinde bir gün aniden bir hamamböceği belirir ve orada bulunan bir kadının üzerine çıkar…

Kadın korkudan çığlık atmaya başlar.

Paniklemiş yüzü ve titreyen sesiyle, can havliyle hamam böceğini üzerinden elleriyle atmaya çalışırken zıplamaya başlar…

Onun bu tepkisi bulaşıcı olur, bulunduğu gruptaki diğer insanlar da panikler.

Kadın sonunda hamam böceğini üzerinden atmayı başardım derken… başka bir kadının üzerine düşer hamam böceği.

Şimdi aynı şeyleri yaşamak için, sıra gruptaki diğer kadındadır.

Garson hemen imdatlarına koşar.

Bu nöbet değişiminde, bu sefer de hamam böceği garsonun üzerine düşer.

Garson dimdik durur, kendini toparlar ve gömleğindeki hamamböceğinin davranışlarını izler.

Kendine yeterince güvendiğini hissettiğinde, hamam böceğini parmaklarıyla tutarak, restorandan dışarı atar.”

Bu hikaye de kahvemi yudumlayıp, curcunayı izlerken, beynimdeki anten birkaç fikir yakaladı ve merak etmeye başladım…

– Kadınların bu tiyatral, abartılı hareketlerinden hamamböceği mi sorumluydu?

– Eğer öyleyse, neden garson rahatsız olmadı?

– Durumu mükemmele yakın bir şekilde, hiçbir kargaşa çıkarmadan halletti.

Buna neden olan hamamböceği değildi, hamamböceğinin sebep olduğu rahatsızlığı o kadınların giderebilecek kabiliyette olmamasıydı, onları bu denli rahatsız eden buydu aslında.

Farkettim ki sonra;

Sevdiklerimin, güvendiklerimin, patronumun bağırması değildi beni rahatsız eden…

Bana bağırmalarıyla “hissettiğim rahatsızlıkla” başa çıkamamamdı beni yoran.

Yoldaki trafik değildi beni rahatsız eden, trafik sıkışıklığıyla oluşan sıkıntılı durumu halledemeyecek olmamdı…

Hayatımdaki kargaşayı yaratan şey, problemin kendisinden çok, benim ona verdiğim tepkiydi.

Ve nihayet anladım ki, hayatta olaylara tepki vermemek doğru olan.

Onun yerine, olaylara “cevap” vermeli…

Kadınlar hamam böceğine tepki verirken, garson  cevap vermişti zira…

“Tepkiler içgüdüsel” olarak gösterilen şeylerken, “cevaplar etraflıca düşünülerek” oluşturulmuş şeylerdi.

HAYATI anlamanın güzel bir yolu.

MUTLU olan biri, hayatındaki her şey yolunda olduğu için mutlu değildir.

MUTLU olmasının sebebi, hayatındaki olaylara karşı tutumunun doğru olmasıdır.

Hayatı Mutlu Yaşamak için Cevaplarla tepkinizi vermeyi deneyin derim…

Yazar Dr Gökhan Ürkmez

Tıpta Alternatiflerin ihmal edilmemesine inanan bir berduş

Bir cevap yazın

Pazar’s(A)

Anne Babanız Öldü mü?