İzlediğimiz filmlerden bazen olumlu bazen olumsuz etkilenir, kimilerinde güler, kimilerinde hüzünleniriz ama öyle filmler vardır ki izledikten uzunca bir süre sonra bile etkisinden çıkamaz ve bakış açılarımızda bir farkındalık yaratır, başka dünyalar açar bize…
1.İki Dil Bir Bavul
İki Dil Bir Bavul’da Türk öğretmenin, uzak bir Kürt köyündeki bir yılı, Kürtçe bilmeyen öğretmenin Türkçe bilmeyen öğrencilerle iletişim zorlukları başarıyla sinema perdesine aktarılıyor. Bir yıl boyunca öğretmenin farklı bir topluluk ve kültür içindeki yalnızlığına, çocuklar ve köylülerle yaşadığı iletişim problemine, çocuklardaki değişime tanık oluyoruz. 2009 yılında gösterime giren film yarı belgesel tarzında bir film olup günümüzde halen yaşanan bir soruna parmak basıyor.
2.Halam Geldi
İnsanlığımızı sorgulatan 2013 yapımı bu film Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde medeniyetlerin iç içe geçtiği, birden fazla kültürün bir arada yaşadığı köylerden biri olan Akıncılar’da yaşayan Diyarbakırlı ve henüz 13 yaşındaki üç genç kızın hazin öyküsünü anlatıyor ve ülkemizin halen kanayan yaralarından biri olan, “çocuk gelinler” gerçeğini beyazperdeye taşıyor. Çocuk gelinlerin uzaktan uzağa seyrettiğimiz dramını, akraba evliliğinden doğan engelli çocukların yaşamını çocukların gözünden anlatan film aynı zamanda sosyal sorumluluk projesi olarak hayat buluyor. Film, aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyi ve güneyi arasındaki sınır sorununu da insani yönleriyle ele alışıyla ön plana çıkarıyor.
3.Daha
Kitabı ve Filmi Var – “Daha” Ne Olsun!
4.Atlı Karınca
2011 yılının filmi olan Atlıkarınca, kanayan ama konuşulmayan bir yaraya parmak basıyor “ensest”, yani aile içi cinsel istismar… Filmde 4 kişilik bir ailenin, bir karı koca ve 2 çocuklarının yaşadıklarını izliyoruz. Oldukça iç karartıcı olsa da toplumsal farkındalığın gelişmesi açısından çok önemli olan bu filmde Mert Fırat’tan nefret edebilirsiniz.
5.Gece Melek ve Bizim Çocuklar
Hayatın acı gerçeklerini bir tokat gibi yüzünüze çarpan ve doksanlı yıllarda İstanbul’un arka sokaklarının karanlık gecelerini sinemaya taşıyan bu filmde özellikle Beyoğlu / Taksim’de karşılaşılan uyuşturucu satıcıları, eşcinsellerin para kazanma mücadelesi ve kendi aralarındaki rekabeti konu alınmıştır.
Uzay Heparı’nın rol aldığı ilk ve son sinema filmidir. Aynı sene içerisinde bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetmiştir.
6.Takva
Filmde çocuk ruhlu, dürüst, dünya malında gözü olmayan, kimse hakkında bir kötülük düşünmeyen ve hayatında azıcık aşım ağrısız başım felsefesi edinmiş ve bu özellikleriyle tarikat şeyhinin dikkatini çeken bir tarikat müridinin hikayesi anlatılıyor. Manevi dünya ve maddi dünya arasında kalan, kendi mütevazi hayatını yaşarken paraya hiç önem vermeyen bir din adamının, elinde olmadan etkisinde kalışını, çok pişman olmasını, bastırılmış duygularını, içinde kopan fırtınaları seyrediyoruz.
7.Güneşi Gördüm
Ana hatlarıyla bir göç hikayesini konu alan film; hastalık, cahillik, vatan sevgisi, büyükşehir kaosu ve kaybolmuşluk gibi çeşitli temalar içeriyor. Zorunlu göç nedeniyle doğup büyüdüğü toprakları terk etmek zorunda kalan Güneydoğulu bir ailenin bir kısmı İstanbul’a, bir kısmı Norveç’e gidince başlarına gelenleri seyrediyoruz. Engelli bir çocuğa sahip olmadan tutun da eşcinsel olduğu için kendini kabul ettiremeyen birine kadar her an karşımıza çıkabilecek türden karakterleri görüyoruz filmde.
8.Tamam Mıyız
Bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve hayallerine rağmen içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamla, geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapan, bir anda sevgilisi tarafından terk edilen ve elindeki işi kaybetmesiyle hayatı altüst olan bir heykeltıraşın yollarının kesişmesi ve ikisinin de yeniden doğmasını izliyoruz.
9.Başka Dilde Aşk
Filmin öyküsü, sağır-dilsiz bir genç adamla ‘normal’ bir genç kadının aşkına odaklanıyor. İşitme engelli bir karakter üzerinden günümüz insanlarının birbirinden gün geçtikçe uzaklaştığına, iletişimin hızla azaldığına tanıklık ediyoruz. Hem işitme engelli bir birey olmanın zorluklarını hem de “çağrı merkezi” çalışanlarının sorunları dile getiren bir filmdir.
10.Benim Dünyam
Sağır, kör ve dilsiz olan bir kızın yaşadığı zorlukları, bulunduğu duruma isyanını, yalnızlığını, eğitimi için tutulan öğretmenle iletişimleri, birlikte imkansızları başarmalarını konu alan film, bedensel engelli bireylerin yaşadığı zorlukları çarpıcı bir şekilde hissettiriyor.
11.O Kul
Bebeği kız doğdu diye bir babanın, kızını doğumunda öldürmeye kalkması, düzenli bir işi olmayan babanın, eşinin tarlalarda çalışarak kazandığı parayla geçimini sağlaması, babanın katı kuralları ve sürekli dayakla sözde çocuğunu terbiye etmesini, çocuğun hayatının kâbusa çevrilişini içimiz sızlaya sızlaya seyrediyoruz.
12.Beyaz Melek
Şehir hayatının duyarsızlaştırdığı insanların ve yaşlıların dramını gözler önüne seren bu filmde huzurevinde yaşamak zorunda kalan ve birbirine kenetlenen insanların dostluklarını seyrediyoruz. Huzurevlerine, yaşlıların hayatına ışık tutan, unutulmaya yüz tutmuş değerlerimizi hatırlatan, oyuncu kadrosu efsane bir filmdir.
Bizim atladığımız, sizin hatırladığınız sosyal mesajlı yerel filmler varsa yorum olarak ekleyebilirsiniz.
Listedeki en iç karartıcı ama en anlamlı olan da o filmdi zaten 🙁 acı ama gerçek…
İzledim 🙁 Mert Fırat’ın senaryosunu kendisinin yazması da çok ilginç. Ruhum karardı diyebilirim. O’nu böyle bir rolde görmek istemezdim.
Ama gözler önüne de sermiş acı gerçekleri. Taciz ve tacavüzün mağdurları tarafından dillendirilememesinin sebeplerini…
Psikolojinizi bozabilir, bir daha Mert Fırat’ı görmek istemeyebilirsiniz ama yaşanması olası durum seyredeceksiniz malesef. İzledikten sonra da yorum bekliyorum…
atlı karınca’yı yeni duydum üstelik koca bir Mert Fırat hayranı olarak nasıl bir rolde izleyeceğimi merak ediyorum.
Paylaşım için çok teşekkürler