içinde

Frekans Tıbbı

Frekans veya titreşim sayısı bir olayın birim zaman (tipik olarak 1 saniye) içinde hangi sıklıkla, kaç defa tekrarlandığının ölçümüdür.

Matematiksel ifadeyle periyodun çarpmaya göre tersidir.

Bir olayın frekansını ölçmek için o olayın belirli bir zaman aralığında kendini kaç kere tekrar ettiği sayılır, sonra bu sayı zaman aralığına bölünerek Frekansı elde edilir.

Uluslararası Birim Sistemi’nde (SI) frekans, Hertz (Hz) ile gösterilir.

Bir Hertz, bir olayın saniyede bir tekrarlandığı anlamına gelir.

Olayın iki Hertzlik bir frekansa sahip olması ise, olayın saniyede kendini iki kere yinelediğini ifade eder.

Frekansı ölçmenin başka bir yolu ise olayın kendini tekrar etmesi arasında geçen süreyi tayin etmektir.

Şöyle ki; frekans bu sürenin çarpmaya göre tersi olduğundan, dolaylı olarak elde edilebilir.

Bu bilimsel gerçeklikten yola çıkarak, modern tıp, homeopati, akupunktur, psikoterapi gibi birçok bilim dalını da kapsayan sıradışı bir holistik tıp yöntemi doğmuştur.

Vücuttaki enerji meridyenlerini optimize ederek vücudun kendi iyileşme kapasitesini uyaran, bunun için vücuttan alınan bedenin kendi frekansının yanında, dışarıdan alınan homeopatik ilaçlar, renkler, mineraller gibi birçok madde ve ilaçların da frekansını kullanan yeni çağın tıp bilimine Frekans Tıbbı denmiştir.

1940’lı yıllarda ünlü Alman bilim adamı Dr. Voll tarafından geliştirilen Frekans Tıbbı günümüze taşınırken, tüm organizmalar içinde bulunan biyokimyasal işlemleri, elektromanyetik nitelik taşıyan bir bilgi sistemi tarafından yönetildiği düşüncesi bilimin merak konusu olmuştur.

Tüm hücreler metabolik süreçlerinin sonucu olarak bir titreşim/enerji yayarlar.

Her insan bu farklı milyonlarca hücrelerden çıkan enerji/titreşim neticesinde kendisine ait bir kişisel Rezonans Frekansına sahiptir.

Yeni yüzyıl teknoloji devriminin neticesinde parmak izinin dijital bankacılıkta başta olmak üzere kullanmasının başlıca keşfi bu hücresel enerji/titreşimlerdir.

Şöyle ki; vücutumuzun her bir organı bölümü hücresinin kendine özgü bir frekansı vardır ve artık bilim bu frekansı teknoloji ile birleştirerek günlük hayatımıza dahil etmiştir.

Nicolas Tesla insan vücudundaki bu frekanslarla dışardan temas edilen frekansların yalıtılması sonrasında hastalıklara karşı bir savunma mekanizması sağlayabileceğimiz savını bilim dünyasına kabul ettirdi.

Tesla’ya göre; Her madde bir dalga boyundaydı ve o maddelere özgü elektromanyetik dalga gibi davranan titreşimler vardı.

Çin Tıbbı ve öncesinde Uygurlar, Bedenimizin her bölgesinde ve hücresinde birbirinden farklı titreşimler ve enerji değerleri olduğu düşüncesi ile yüzlerce yıl insanları tedavi etmeyi amaç bildi.

Sahip olduğumuz milyonlarca hücre ve dokularımızın, birbirleri ile belirli dalga boylarında ki frekanslarla iletişim halinde olması teknolojinin gelişimi sürecinde tespiti bilimsel olarak açıklanabilir bir ağa sahip olduğumuz gerçekliğini bizlere sundu.

Ve yapılan araştırmalar gösterdi ki; her canlı bir frekansa sahipti, bu frekanslar da megahertz olarak ölçülebiliyordu.

Bu ölçümler bilim dünyasına hastalıklı ve sağlıklı hücre doku organ ve bireylerin Frekans yapılarının birbirinden farklı olduğu gerçeğinin birer kanıtını sundu.

Örneğin;
İnsan 20-20.000 Hz
İnsan Beyni 72-90 MHz
İnsan Bedeni gündüz 62-68 MHz
Soğuk algınlığı belirtileri 58 MHz
Grip 57MHz , Candida 55 MHz,
Ebstein Barr 52MHz,
Kanser 42MHz,
Ölüm Başlangıcı 25MHz,
İşlenmiş yada Konserve Yiyecekler 0 MHz,
Kuru Otlar 12-22MHz, Taze Otlar 20-27 MHz,
Esans Yağlar 53-320 MHz
Mavi Balina 2- 20 Hz
Katil Balina 0.5-125.000 Hz
Fil 1 Hz ile 20.000 Hz
Gergedan 5 Hz de birbirlerine sinyal gönderirler.
Güvercin 0.1 Hz kadar düşük sesleri duyabilir.
Fare 1000-100.000 Hz
Kedi 100-60.000 Hz
Yarasa 2000Hz ile 110.000 Hz arasindadir.
Köpek 65-45.000 Hz

Yazar Dr Gökhan Ürkmez

Tıpta Alternatiflerin ihmal edilmemesine inanan bir berduş

Bir cevap yazın

Burak Sevinç Kimdir?

T.C. Merkez Bankası (TCMB) Nedir?