Fil saati: 1200’lü yıllarda robot biliminin kurucusu El Cezeri tarafından tasarlanan mühendislik dehasıdır. Saatin görüntüsü ihtişam duygusu uyandırmakla beraber zaman ölçüm sisteminin kalbini oluşturur. (Görseli iç kapakta mevcut.)
Kitaba ismini veren fil saatini açıkladıktan sonra kapak tasarımına da değinmek isterim. Çok estetik, etkileyici ve akılda kalıcı bir kapak olmuş. Renk seçimleri bir harika!
Kahramanlarını bir cinayetle birleştiren sürükleyici bir polisiye gibi görünen kitap aslında bir yanıyla felsefi, bir yanıyla da bilim- kurgu tadında.
Sıradan bir cinayetle başlayan hikayenin içinde olay öyle noktalara varıyor ki enteresan sorular ile karşılaşıyoruz.
Zamanda yolculuk mümkün mü?
Zaman kavramı bir yanılgı mı?
Bilim dine düşman mıdır?
Kuantum nedir?
Karadelik nedir?
Bu sorular sadece benim okurken not aldıklarım. Hepsinin cevabı hikayeye yerleştirilmiş. Bu yönüyle çok öğretici bir kitap. Çoğumuzun sürekli karşılaştığı ama tam açıklayamadığı kavramlar çok sade ve anlaşılır bir biçimde izah edilmiş.
“Geçmiş, şu an ve gelecek aynı anda vardır. “
(Bu cevap beni çok etkiledi. Dönüp dönüp okudum bu kısmı.)
Fantastik bir polisiye okurken bilim ile din arasındaki ilişkiyi, üst aklın (tanrının) mutlak varlığını, bilimin sadece hesap kitap değil doğru öğretildiğinde aynı zamanda demokrasi dersi olduğunu anlıyoruz. Aslında çok heyecanlı, sürükleyici polisiye bir kitap. Ancak bir cinayet araştırmasında tanrıdan fizikten, tasavvuftan, aşktan çok şey öğretiyor bizlere.
Kitabın beni en mutlu eden yanlarından biri de İslam medeniyetinin ve bilim adamlarının Avrupa medeniyetinden çok çok önce dünyaya hakim olmasına yaptığı vurgular oldu. Mevlana’nın Mesnevi’sinden hatta Divan-ı Kebir’den çok güzel alıntılar serpiştirilmiş kitabın içerisine. Çok etkilendim. En çok da…
“Araftayım!…
İki bilinmezlik arası bir diyardayım.
Yusuf’un terkettiği kuyuda, Züleyha’nın utancındayım.
Ben İsrafil’in üflediği yankıdayım. “
Mevlana Celaleddin Rumi
Kitabın sonu çok heyecanlı! Ürperdiğimi hissettim. Ters köşelere getirildim. “Böyle bitmemeliydi!” dedim. Anladığım kadarıyla da devamı gelecek. Buna çok sevinirim.
“İnsan oğlunun en büyük korkuları bilinmezlik ile beslenir. “
Kitaptan çok güzel bir cümleyle bitireyim sözümü. (Bu cümleyi bir yere sıkıştırmasam olmazdı.)
Not: Okurken kahramanların isimlerine de dikkat etmenizi tavsiye ediyorum.
Pek manidar!