Farkında Yaşamlar

Geçirdiğim 25 yıl kadar önce, şimdi böyle bir karakterim ve hayatım olacağını söyleselerdi, o an ne yapmam ve ne hissetmem gerektiğinin bile bilincinde olmayan, herkesin kara badık diye sevdiği bir küçük kız çocuğuydum ben de eni boyu…

Kocaman mutlulukları, farkındalığında olmadığı acıları ve bedelinin neye mâl olacağını bilmediği hayalleri olan…
İnsan farkında ve bilincinde olduğunda daha bir farklı yoğunlukta hissediyormuş duyguları ve zihinlerin kirlerinden arındığında, varoluşun saf güzelliğindeki temizliğin adının masumiyet olduğunu, öğreniyormuş insan…

İnsan olduğumu hissettiğim otuzlu yaşların farkındalığında; hayat ve yaşam denen iki boyutun kesiştiği o ince aralıkta , rotasını daha ilerisine değil de daha derinine çevirmeyi tercih eden; büyüyerek değil de küçülerek prangalarından kurtulan güçlü, özgür bir kadın olarak insanların yaşamlarına dokunduğumda ölümsüzlüğü keşfettim.

Ve artık hayat benim için keşiflerden ibaret. Öyle değil midir? Kimi insan hayatta anakara üzerinde, kimi su altında, kimi gökyüzünde, kimi organizmanın içinde, biz psikoloji bilim insanları da insanların zihinlerinde keşifler yaparak yaşarız.
Dinlediğim her hayat benim için keşfedilmesi gereken yeni bir diyar olur.

Her gün, on beş yıl önce bilimsel eğitimine başladığım ve o ilk günkü merak, heyecan ve tutkuyu yaşadığım  mesleğimin hatayımda bana verilmiş en büyük hediyelerden biri olduğu düşüncesindeyim.

Yine onun sayesinde ve değerli dostum Dr. Ümit Gül’ün  vesilesiyle başlamış olduğum bu yeni serüvenimde keşiflerimden paylaştıklarımla siz değerli okuyucularımızın damaklarında hoş bir tat bırakabilmeyi umuyorum.

Merhaba ve farkında günler…