Bu ülkede dört yaşında küçücük bir çocuk insanların hayatında en mutlu an olan bir düğün gününde evli çocuklu alkolik bir adamın tecavüzüne uğradı. Peki suçlu kim hiç sordunuz mu kendinize?
Sadece suçu işleyen sapığı suçlamak vicdanınızı rahatlatmaya yetiyor mu? Kızlarımızı korumayı, oğullarımızı sağlıklı erkekler olarak yetiştirmeyi beceremeyen biz ebeveynlerin, bu insanları en ağır cezayla cezalandırmayan adalet sisteminin, dinin ahlak boyutuna yeterince eğilmeyen din adamlarının, toplumun eğitiminden sorumlu öğretmenlerin, bu konuyla ilgili yeterince önleyici çalışmalar yapmayan akademisyenlerin, insanlara doğru mesaj vermeyi bırakın dizilerle magazinle uyuşturan, cinselliği ön plana çıkaran kitle iletişim araçlarının hiç mi suçu yok???
Bir kaç gün içimiz sızlayacak üzüleceğiz ve bitecek mi? Özgecan Aslan öldüğünde bir anne olarak günlerce kendime gelememiştim. Yemek yemekte zorlanmıştım boğazıma dizilmişti yediklerim. Gece kaç defa kalkıp yatağında kızlarımı kontrol etmiştim. Şimdi yine benzer bir acıyla karşı karşıyayız. Son üç yılda on üç bin çocuk istismar mağduru olmuş.
Peki biz bu konuda neler yapıyoruz.
Gelişmiş ülkelerde problemlere yönelik yaklaşım problemin çözülmesinden önce ortaya çıkmasının önlenmesidir. İnsan o kadar değerlidir ki evlenmeden önce evliliğe uyum, boşanma sürecinde boşanmaya uyum, hamilelikte anneliğe uyum, istismarla ilgili de toplumun eğitilmesi, riskli grupların belirlenip takip edilmesi ve eğitilmesi gibi çalışmalar yapılmaktadır. Küçük yaştan itibaren çocuğun kendisine istismar davranışlarını tanımasını ve karşı koymasını, yardım istemesini sağlayacak eğitimler verilmektedir. Aileler ve toplumdaki diğer bireyler de çocuğa doğru davranma ve çocuğu her türlü olumsuzluğa karşı koruma bağlamında eğitilmektedir.
Bizde bakış açısı nasıl?
Örnek olması açısından anlatıyorum yıllar önce bu konuyla ilgili bir proje çalışması da biz yapmıştık ve Milli Eğitimdeki yetkili bize ülkemizde böyle bir sorun olmadığını söylemişti. Lütfen gerçekçi olalım bütün dünyada olduğu gibi bizim ülkemizde de böyle bir sorun var ve bu probleme gerçekçi çözümler getirmeliyiz. Olayı gerçekleştiren kişinin bu davranışının altında yatan nedenleri iyi analiz edip toplumda o sorunları ortadan kaldırmaya çalışmalıyız.
Bu konuda bir çok disiplin bir araya gelerek (psikologlar, öğretmenler, sosyal çalışmacılar, sağlık çalışanları, çocuk gelişimciler vs) el birliği içinde değerlilerimiz çocuklarımız için harekete geçmeliyiz. Öncelikle kız çocuklarımızı ve erkek çocuklarımızı en doğru ve sağlıklı şekilde yetiştirmeliyiz. Cinsiyete göre hatalı bazı çocuk yetiştirme davranışlarımızı değiştirmeliyiz. Ailelerin çocuklarıyla iletişimlerini güçlendirmeliyiz. Çocuğa karşı hatalı tutumlar (izinsiz öpme, abiyle yatırma gibi) konusunda bilgilendirmeliyiz. Çocuğu tanımalı, yakından gözlemlemeli, davranış değişikliklerine karşı uyanık olmalıyız. Ona kendisini korkmadan rahatça ifade edebileceği (sözel olarak ya da küçükse oyun ya da resim gibi yollarla) ortamlar sağlamalıyız. İnsanların bu tarz toplumsal sorunlara yönelik farkındalıklarını ve duyarlılıklarını artırmalıyız.
Bu konu hepimizin ortak sorunudur ve lütfen bir ilki başaralım birbirimize sataşmadan şucu bucu dinli dinsiz olmadan bir olup bu sorunu ortadan kaldıracak adımları el ele atalım.
Bir çiçek daha solmadan, geç olmadan….