içinde

Bu Eser Öğretmenlerin Mi?

Her nesil kendinden önceki nesli eleştirir elbette; kendimizin yetiştirdiğini unutarak hem de… Oysa böyle hedeflememiştik yaratırken bu nesli. Vicdanlı, duyarlı, insancıl gençler yaratmaktı amacımız. Ama olmadı… Nedendir, nasıldır, bilmem ama olmadı…

“Öğretmenler! Yeni nesil, sizin eseriniz olacaktır” demişti Atatürk, sahi öğretmenlerin mi bu eser? 

Hiçbir öğretmenin küfrederek öğrencilerine seslendiğini, çöp atarak onlara örnek olduklarını sanmıyorum ama her yaşta, her kesimden kızlı erkekli bütün çocuklar küfrediyor, marifetmişçesine… Okullarda çöp kutuları boş, yerler çöp dolu… Kendi atığını bile yerden almaktan aciz bu nesli öğretmenler mi yarattı gerçekten?

Hiçbir öğretmenin öğrencilerine, farklı, özel bireylerle dalga geçmeyi öğrettiklerini de sanmıyorum. Otistik öğrencilerle dalga geçerek, onlarla birlikte olmak istemeyerek bencilce ve düşüncesizce davranan nesli ve onların velileriyle yüz göz olmayı öğretmenler de istememiştir muhtemelen.

Peki bu saygısız, vurdumduymaz nesil de nerden çıktı? Ne yaşlıya, ne hastaya, ne büyüğüne, ne de küçüğüne… Hatta kendine bile saygısı olmayan bu gençler kimleri örnek aldı? Ayıp sayılan şeyleri bilerek öğretmenin gözüne gözüne sokan öğrenciler, kendilerine has dünyada yaşayan ve o dünyanın dışındakileri önemsemeyen, telefonları olmadan yaşayamayan, derse gelip uyuyan, teneffüs zili çalınca uyanan nesil kimin eseri?

Söylediği her şey öğrencilerin iyiliğine ya da yararınayken öğretmene şiddet gösteren bu nesil neden oldu? “Her çocuk özel” de her öğretmen özel değil mi? 

Nerden çıktı bu duyarsız nesil? Vatanına, milletine, şehitlere, savaşlara tepkisiz bu nesil nasıl oluştu? Çevreye, ailesine, bayrağına bu kadar ilgisizken tek derdi takipçi sayısı olan, fenomenlerin yaptıklarıyla ilgilenen, 2 “like” almak için yapmadığı şey olmayan bu nesil kimin eseri? Tek başarısı sosyal medya kullanımı olan, deyim yerindeyse telefonları kendilerinden akıllı öğrencileri öğretmenler mi yarattı gerçekten? 

Ödevlerinin hepsi copy-paste (kopyala-yapıştır) olan, çeviriden ödev yapıp gelen, internetten öğretmen kitaplarını bulup cevaplarını yazan ya da çoğunlukla hiç ödev yapmayan, zengin bir hayat amaçlayan ama bu amaçları için bile çalışmayan, gökten zembille para inecek sanan ya da babasının holdingi varmış da orada çalışacakmış gibi havaları olan bu nesil kimin eseri?

Kimse cahil bir nesil istemezken araştırmayan, duyduğu her şeye inanan, hiçbir sosyal-kültürel etkinliğe katılmayan hatta gayet de asosyal olan, ülke-başkent bilmeyen, analog saati söyleyemeyen, doğru düzgün manşet atamayan, imla kurallarını bilmeyen, kitap okumayan, sadece bel altı esprilerle gişe rekoru kıran filmleri seyredip kaliteli filmleri göz ardı eden ve de en kötüsü bilgisizliklerinin bile farkında olmayan bu nesil kimin eseri?

Gösteriş yapan, sosyal medyada paylaşmak için gezen, her fotoğrafta farklı kıyafet giymeye dikkat eden, ‘öyleymiş’ gibi yaşayan, gerçekte çok mutsuz ve yalnız olan, eğlenceden hiç anlamayan bu nesil kimin eseri? Trafik ışığında bile beklemeye dayanamayan, yola atlayan, o sırada bile telefonuna bakan bu nesil kimin eseri?

Düşünmeden konuşan, düşünmeden hareket eden, kendini doğru dürüst ifade edemeyen, göz teması kuramayan, telefonları yokken güvensiz olan, sorumluluk sahibi olamayan, üretimde sıfır, tüketimde oldukça iyi olan bu nesli kim yarattı? 

Dini ya da milli… Hiçbir manevi değeri olmayan, geçmişini, ülkesinin tarihini bilmeyen bu nesil kimin eseri? Ülkesinin cumhurbaşkanının adını bile söyleyemeyen, tanıklık ettikleri yakın tarihte yaşanan olayları bile bilmeyen bu nesil kimin eseri? Sosyal denen ortamda tek başına sosyalleşen bu nesli kim yarattı?

Haydi herkes şapkasını önüne alsın ve düşünsün. Hepsi mi öğretmenlerin suçu? 

Günün, yine de, bütün zorluklara rağmen, bütün umutsuzluklara rağmen kutlu olsun öğretmenim.

Yazar Asuman ATAGÜN

Siz Ve Biz Blog Editörü
İngilizce Öğretmeni - İstanbul
Rüzgar esiyorsa bırak söğüt düşünsün. Çınara zaten bir şey olmaz.

2 Yorum

Yorum Bırakın
  1. Eğitim ailede başlar diyeceğim ama çocuğun ebeveyni nerede yetişti. Bir yerde hata yapıldı bu kesin. Aslında, akademik araştırma konusu olacak bir konu. Vaktiyle bir kaç kuşak genç aile içinde baskıyla büyütüldü. Baskı gören nesil de çocuklara hiç baskı kurmadı. Aileler, çocuklarına arkadaş olmak istedi. Bu da yanlıştı. Anlayacağınız, ebeveynler de çocuklarda şaşkın. Belki bir üniversite araştırıyordur.

  2. Maalesef eğitimde ve sağlıkta “devrim” diye yapılanlar ülkeyi tam tersine bir bataklığa sürükledi ve sürüklüyor. Kimse tam anlamıyla görevini yapmıyor. Ebeveynler de, öğretmenler de, devlet de görevini yapmıyor. Ortaya çıkan bu ve korkuyorum ki daha da kötü olacak. http://www.rehitu.com

Bir yanıt yazın

Dua

İçimi Saran Karanlığım