Geçen yıl Türkiye’nin içini yakan bir hadise yaşandı. İlk yıldönümü olmasına rağmen çoktan unutuldu bile. Alıştık, alıştırıldık… Unuttuk, unutuldu, unutturuldu.
O kadar hızlı bir dünyada yaşıyoruz ki sanki o günler o acılar hiç yaşanmamış gibi gündelik hayatımızı yaşamaya devam ediyoruz. Hızlı yaşıyoruz ama onlar o kısa anları o kadar uzun yaşadılar ki… Kimine göre oldu-bitti denilen bir zamanı onlar bir ömür gibi yaşadılar.
Geçen yıl Kasım ayının sonunda Aladağ yurt yangınında on biri kız öğrenci biri kadın öğretmen olmak üzere on iki kişi hayatını kaybetmişti. Sebep ise çok ucuz olan kaçak akım rölesinin olmaması idi.
İnsan Hayatı kitabımda orada yaşananları kaleme almak için Aladağ yurt faciasından kurtulmuş kız öğrencilerden birisiyle görüştüğümde olayı kendim yaşamış gibi çok etkilenmiştim. Bu anları gerçekten yaşamış o kız çocuklarının ve ailelerinin ise neler yaşadığını varın siz düşünün.
Yanan kız öğrencileriydi belki ama hayır! Asıl yanan onlar değildi. Yanan bizdik… Yanan iş sağlığı ve güvenliği anlayışımızdı. Avrupa birincisi Dünya üçüncüsü neydik bilmiyorum ama o kız çocuğu ile görüştükten sonra mahvolan bir hayatı hiçbir şeyin geri yerine getirmeyeceğini çok iyi biliyordum artık. Şimdi ise; “Şöyle yapalım, böyle yapalım” demek bozulan psikolojileri, yaşanan travmayı düzeltemeyecekti. Tıpkı; Soma’da, Şırnak’ta, Ermenek’te ve bu hafta yaşanan tekstil fabrikası patlamasında olduğu gibi… İş kazalarından önce konuşulması gerekenleri iş kazasından sonra konuşmaya devam ettikçe bu vakaları önleyemeyeceğiz.
O kız çocuğu yine ailesinden uzakta ve başka bir ilçede yine bir öğrenci yurdunda kalarak okumaya devam ettiğini ben biliyorum ve sizlerin de bilmesini istiyorum.
Unutarak veya olmamış gibi davranarak bu olayları önleyemeyiz. Konuşmalıyız! Ne olduğunu, neden olduğunu anlayabilmek ve bir daha olmasını önlemek için üstüne gitmeliyiz.
Şu dünyada İnsan Hayatından daha önemli ne olabilir. Gelin, empati kurun ve alevlerin içinde çaresiz kız çocuklarını gözlerinizi kapatıp sadece iki saniye düşünün. Gelin, iş sağlığı ve güvenliğini önce kendimizden başlayıp genele yaymaya çalışalım. Unutmayın! Yanan bizim kızlarımızdı.