Bilirkişi suçu taksim eden kişi değildir. “Ne kadar çok kişiye kusur yazarsam raporum o kadar iyi olur” diye düşünmez.
Bilirkişi hâkimin işini kolaylaştıran değil ona yardımcı olandır.
Bilirkişilik bir meslek değildir. Açılan davada tecrübesine bilgisine başvurulan kişidir.
Bilirkişilik yönetmeliği madde 5 ve 55’te belirtildiği gibi bilirkişiler yazılı ve sözel olarak hukuki değerlendirmede bulunamaz. Hazırladığı raporunda “Kanaatim odur ki; …” diyemez. “Şunun şu kadar bunun bu kadar kusuru vardır” diyemez.
Bu davayı bana ver diyerek adliye koridorlarında gezip pazarlama yapamaz, yani bu işi ticarileştiremez.
Hâkim teknik detay ve bilgi gerektiren her şeyi elbette bilemeyeceği için davaya bilirkişi atayabilir fakat bilirkişiler hâkim değildir hüküm veremez.
Bilirkişiler özellikle ölümlü ya da uzuv kayıplı iş kazaları başta olmak üzere iş güvenliği uzmanının risk değerlendirme ekibinin sadece bir ferdi olduğunu, tespit ve öneri defterini tek başına yazmadığını, İSG kurullarında tek başına kararlar almadığını unutmaz.
6331 sayılı yasanın iş sağlığı ve güvenliği konusunda tüm tedbirlerin alınması görevinin tamamen işverene verildiğini bilir.
Bilmez kişi değil bilirkişidir. Eğer dava konusunda bilgisi tecrübesi yok ise çekilme hakkının olduğunu bilir.
İlle birine kusur yazmak için çabalamaz, adaleti yanıltmaz, yanlış vereceği bir kararın nice hayatları karartacağını bilir.
Bilirkişi-İRFAN SAYAR