Benliğine zulmü özünün özü olmuş ben,
Aklının boz bulanık seli çoşmakta,
Gözünün nurunu aparacak sanki.
Kemiğe dolanmış etini koparacak sanki.
İç merkezinde bir zalim düşünce,
Bir komutan yahut bir hükümdar,
Onca çelimsiz emir eri sen ise çöp toplamakta,
Kalbinin devrimci velisi uyanmalı artık,
Bunca mazlum sen, muhacir sen çaresiz.
Kalk artık! vezir olma yolunda takla atan soytarı.
Bu sevdan tenini kırk kırık cama kardı,
Heybetine aşık olduğun dağın çığı vurdu seni,
Altında soluksuz kaldığın o soğuk kardı.
Şimdi kalbinden iki mesnet demir çek,
Bak gör nasıl katlanıveriyor ikiye,
Arada sıkışan bir mecnun yine sen olursun,
Kardan gelen ölüme de rahmet okursun.
Ey kendine yetim ben,
Sen seni hazır et hicrete,
Yol aramaya da kalkma sakın,
Zira yol da sen, yolcu da sen,
Elveda da sen, merhaba da sen.
Gidiyor musun yoksa yine geliyor musun?
Bilmiyorsun değil mi?
O halde bekliyorsun,
Sana gelmeyeceği bekliyorsun,
Bekleme,
Gelmeyecek,
Artık senin menbaan mansabın olmuş,
Dönüp duracağın yer yine sen.

Hayattan Tasarruf Edemezsin
