Zor bir çocukluk geçirenler daha güçlü oluyor iddiası tartışmaya açık bir konu ama benim fikrimi soracak olursanız doğruluk payı var gibi.
Zor bir çocukluk geçirdiğimden biliyorum ayrıntılara girmeye gerek yok.Kötüydü işte… Daha zor geçirenleri düşündükçe yinede halime şükrediyorum elbette. Yalnız, güçleneceğiz diye de insanlara hemen güvenip zor vazgeçer hale gelmemiz ise bir faciaydı yani.
Günümüzde ise çocuğa okulunda yapılan bir psikolojik testte öğretmenleri soruyor; “Bir kuşsun ve olduğun yerde bir fırtına çıkıyor ne yaparsın?” çocuk; “Babamı çağırırım” diyor. Öğretmenleri soruyu tekrarlıyor ama yine aynı cevap; “Babamı çağırırım”. Öğretmenleri “Kanatların var! Neden uçup güvenli bir bölgeye gitmiyorsun?” deyince yine çocuk “Babamı çağırırım” diyor.
Sanırım bu zamanda bütün çocuklarımız bu durumda. Kendisine değilde babasına annesine güvenen bir nesil yetişiyor veya yetişti bile. Hangi bilim dalı bakıyor bu işe sosyoloji mi psikolojimi? bilemiyorum.
Hayaller elma şekerinden tablete yada PS4’e dönüştü. Elbetteki çocukların psikolojisi de dönüşüyor bir şeylere. Daha dijitaller ama soğuk çocuklarımız.
Oysa biz, otobüste yaşlı ve hamilelere yer vermediğimiz için eleştiri alıyorduk en fazla. Şimdi ise şikayet çok; Yemiyor, uyumuyor, sürekli oyun oynuyor… Ardı arkası kesilmiyor şikayetlerin.
Sahi bize ne oldu? O çok güçlü “HE-MAN” ana ve babalar çocuklarını neden bir “Titrek” olarak yetiştiriyorlar?… yetiştiriyoruz?…
Pısırık, kendine güvensiz, çabasız çocukların çok güçlü anne ve babaları olarak kendimizi alkışlamalıyız.
Çözümü ne diye soran okurlarım?… Çözümü çok basit;
Babanızı Çağırın!