Uçan kuş misali çalışma hayatına geçmenin en büyük faydalarından birisi de havaalanlarında farklı insan davranışları gözlemleme fırsatı sağlaması oldu. Bazen üzüldüğüm, bazen kızdığım, bazen gülümseten olaylarla karşılaşıyorum.
Bu defa bir baba dikkatimi çekti kucağında bebeğiyle. Bebeği yüzü dışa dönük kucağına almış tutuyordu. Önce çok sevimliler diye bakmıştım ama zaman geçtikçe beyefendinin babalık davranışları dikkatimi çekti. Bebeğiyle konuşa konuşa, oynaşa oynaşa, koklaya seve o kadar güzel vakit geçiriyordu ki. Ortalama yarım saat civarı oyunları sürdükten sonra büyük oğulları ve eşi geldi beyefendinin. Birlikte hava biraz esiyor diye önce bebeğe sonra büyük oğullarına hırka giydirdiler. Tesadüf aynı uçağa denk geldik. Uçak boyunca da bebekle de büyük çocuklarıyla da eğlene eğlene seyahat ettiler karı koca el ele. İnince bir düşündüm. Alışkın olduğumuz baba tavrından farklı bir babaydı.
Bizde erkekler çocuk ister hatta bir de değil, çok çocuk ister ama çoğu daha çocuk doğduğunda gece rahatsız olmamak için elinde yastık odayı terk ederek başlar babalığa. Yemeğini yedirmek, uyutmak gibi işlere karışmak istemez. Altını değiştirmesi zaten söz konusu bile olamaz. Kazara bunlardan birini yapsa hele de etraftan biri görse dile düştüğünün adıdır.
Bir insanın kendi öz evladının bakımına yardım etmesi küçük düşünecek bir durumdur çünkü bizim toplumda. Halbuki yapılan birçok bilimsel çalışma bebeğinin bakımında aktif rol alan babaların bebekleriyle bağlanmalarının daha güvenli ve sağlıklı olduğunu, bu babaların ileride çocuklarıyla daha iyi bir iletişim içerisinde olduklarını gösteriyor.
Bu etkileşimlerin anneyi dinlendirme, duygusal olarak rahatlatma ve destekleme, aile içi atmosferi ve iletişimi güçlendirici etkileri de yanında bonus ayrıca. Bunun için de babalığın beş dakikalık gen aktarımı, günlük beş dakika sevme ve çocuğun ekonomik ihtiyaçlarının giderilmesinden bir kaç tık öteye götürmek gerekiyor tabii ki…
Şimdi soruyorum size suya sabuna dokunmadan, ağlamasını duymadan, öpüp koklamadan, üzerinize hiç kusmadan, uykusuz kalmadan baba olunur mu? Olunur diye düşünüp geleneksel yaklaşımlarla devam edenler yarın büyüyecek evlatlarıyla oluşacak bir yanı eksik ilişkiden tatmin olacaklar mı?
Veeee son olarak bu baba modellerini yetiştiren erkek çocuk anneleri siz oğullarınızı bu kalıplara sokarak gerçekten doğru mu yaptığınızı düşünüyorsunuz? Yoksa hala çocuk yetiştirme deyince akla sadece annelerin değil babaların da gelmesinin vakti gelmedi mi?