içinde ,

Ben Değil Biz, Rakip Değil Takım Arkadaşı Olabilmek

Ne kadar da yalnız ve bencil bir toplum olduğumuz eleştirisi ile sık sık karşılaşıyoruz bulunduğumuz ortamlarda. Hep eleştiren tarafta olduğumuza göre ben değilim, sen de değilsin, kim bu bencil insanlar, nereden ve nasıl yetişiyorlar????? Eğitimsel açıdan ne yapmalıyız.

Bireyin bilişsel, motor, dilsel, akademik birçok becerileri gibi sosyal ve duygusal becerilerinin de temeli okul öncesi dönemde atılır. Doğduğumuz andan itibaren beynimiz aslında insanlarla ilişki kurmak üzerine donanımlanmıştır. Yani insan beyni BEN’e değil BİZ’e programlı olarak dünyaya gelmektedir. Ancak bu tabii ki uygun iletişimsel becerilerin çocuğa kazandırılması ile mümkündür. Tıpkı her insanın doğuştan yüzme, koşma gibi yeteneklere sahip kaslarla dünyaya gelmesi ancak uygun eğitimsel ve çevresel desteği bulan insanların sporcu olabilmesi gibi aslında ilişkiler konusunda da başarının temelinde çocuğa olumlu davranış modellerinin sunulması, olumlu davranışların prova edilmesi ve tekrarlanması yatmaktadır. İnsan beyni ile ilgili son yıllarda yapılan nörobiyolojik araştırmalarda bunu destekler nitelikte bulgular sunmaktadır.

Şöyle ki araştırma sonuçları beyinde yer alan ayna nöronların insanın yakın çevresinde bulunan insanların davranışlarını, hatta duygularını yansıttığını göstermektedir.

Bunu şöyle somutlaştırabiliriz. Her çocuk doğduğu andan itibaren paylaşma, işbirliği gibi ilişkisel davranışları geliştirebilecek donanıma sahiptir ama hiç birisi kendi kendine “ben bu oyuncağı arkadaşımla paylaşırım”, “oynama sırası onun ben salıncaktan ineyim”, “bu konuda hata yaptım sen haklıydın” gibi yetişkinlerin onlardan beklediği davranışları sergilemez. Tam aksine oldukça da benmerkezcidirler. Sık sık ben, benim gibi ifadeleri kullanırlar. Biz diyebilmesi ancak etrafındaki insanların paylaşma gibi toplumsal davranışları modellemesi, bu davranışlara değer vermesi ve çocuğun ayna nöronlarına bu davranış modellerinin ulaşması ile mümkün olabilir.

Siz anne-baba ya da öğretmen vs. gibi bir yetişkin olarak çocuğunuzun sürekli hatalarını bulursanız, sürekli onu eleştirirseniz, her sınavından sonra ilk soru olarak ……. kaç aldı diye sorarsanız bu çocuktan ne kadar sosyal bir birey olmasını bekleyebilirsiniz????

Öncelikle kendinize bazı sorular sorarak işe başlamalısınız. “En son ne zaman hasta ziyaretine gittiniz?, “En son ne zaman bir komşunuza bir tas çorba verdiniz?”, “En son ne zaman hiçbir çıkarınız olmadan bir başkasına fedakarca yardım ettiniz?” sanırım sorulması gereken sorular bunlar.

Unutmayın ancak önce kendimizi düzeltirsek çocuklarımızı ve yarınlarımızı da sağlam bir biçimde inşa edebiliriz. Bu yüzden çok geç kalmadan ben değil biz, rakip değil takım arkadaşı olmayı öğrenmeli ve çocuklarımıza bu davranışları modellemeliyiz. Böylece kim olduğunu, nereden geldiğini bulamadığımız bencil uzaylıların (??????) bir virüs gibi toplum olarak bizi ele geçirmesini engelleyebiliriz.

Yazar Neslihan SALTALI

Doçent Dr, Okul Öncesi Eğitimi - Ordu
Kitapları
-Çocuk Hakları ve Koruma

Bir yorum

Yorum Bırakın
  1. Eline sağlık arkadaşım öncelikle.Ne kadar önemli ve benim de çok önemsediğim bir konuya değinmişsin.inşallah bu bencillik virüsünü yok etmeye model olan ebeveynler olabiliriz ve dilerim sayı artsın.

Bir yanıt yazın

Irkçı Olup Olmadığınızı Nasıl Anlarsınız?

Kızıl Sessizliğim